Aort Anevrizması: Nedir, Belirtileri ve Tedavisi

Aort Anevrizması Sorunu Yaşayan Adam

İçindekiler

Ücretsiz Danışmanlık Alın

Aort anevrizması, aort duvarının herhangi bir alanında meydana gelen şişkinlik veya balonlaşmadır. Bu genişleme aortun tüm kısımlarında gelişebilir. Erken müdahale edilmediği taktirde anevrizma daha da genişleyerek yırtılabilir veya içinde pıhtı oluşabilir. Bu durum da kap krizi, felç veya ani ölümle sonuçlanabilir.

Aort Anevrizması Nedir?

Aort duvarının anormal genişlemesi veya şişmesi durumu anevrizma olarak tanımlanır. Vücudun en büyük damarı olan aortun içinden pompalanan kandaki artan basınç, aort duvarının zayıf olan kısmında balona benzer bir şişme meydana getirir. Bu durum aort duvarının dışarıya doğru genişlemesine sebep olur. Bununla birlikte anevrizma, aortun herhangi bir kısmında gelişebilir ve türünü de oluştuğu yer belirler.

Aort Nedir?

Vücutta bulunan en büyük atardamara aort adı verilmektedir. Oksijen bakımından zengin olan kanı, vücudun tüm bölümlerine dağıtan ana atardamardır. Kalpten çıktıktan sonra öncelikle kalbi besleyen koroner atardamara, ardından beyine ve kola giden damarlara doğru gider. Bundan sonra bir kavis çizerek vücudun en altına doğru inmeye başlar. Aort atardamarının belli bölümleri bulunmaktadır. O bölümler şu şekildedir:

Aort Bölümleri

Aort damarının yırtıldığı durumlarda hissedilen şiddet, yırtılmanın oluştuğu damarın bölümüne göre değişiklik gösterir. Kalbe daha yakın olan bölgelerde meydana gelen yırtıklar ölümcül olabilen daha şiddetli semptomlarla seyreder.

Aort Anevrizması Belirtileri

Aort anevrizması olan hastaların birçoğunda şikayet görülmemektedir. Bunun yanında anevrizma genel olarak başka ve ilgisiz bir durum için yapılan rutin sağlık taramaları esnasında çekilen bir röntgen filmi ile keşfedilir. Birçok anevrizma, belirtilere sebep olacak büyüklüğe gelmeden önce, seneler boyunca yavaş yavaş büyür. Bununla birlikte büyük olan anevrizmalar bile hiçbir semptom göstermeyebilir.

Semptomların görüldüğü durumlarda ise sıklıkla şu şikayetlere rastlanmaktadır:

  • Göğüs ağrısı,
  • Karın ağrısı,
  • Abdominal anevrizmalarda, karında nabız atımı gibi hissedilen ritmik atım hissi,
  • Sırt ağrısı,
  • Nefes darlığı,
  • Yutma güçlüğü.

Torasik anevrizma belirtileri, anevrizmanın arkus aortada olduğu zamanlarda görülmesi yüksek olasılıklıdır. Yırtılan bir anevrizma sıklıkla ani ve kuvvetli bir ağrıya, bununla birlikte anevrizmanın oluştuğu yer ve kanama miktarına bağlı olarak bilinç kaybına ya da şoka yol açabilmektedir. Aynı zamanda yırtılmış bir anevrizma muhakkak acil müdahale gerekir.

Aort Anevrizması Çeşitleri

Anevrizmanın türünü oluştuğu yer belirlemektedir. Torasik ve abdominal olmak üzere iki tür anevrizma vardır.

Abdominal Aort Anevrizması Nedir?

Bu anevrizma türü, aortun abdomenden (karın bölgesi) geçen kısmında meydana gelir. Aort anevrizmalarının en yaygın görüldüğü türlerdendir. Karında aort anevrizması belirtileri arasında sırt ve karın bölgesinde şiddetli ağrı, aşırı terleme, bulantı, kusma, baş dönmesi ve karında nabız atımı gibi hissedilen ritmik atım hissi vardır. Patlamış bir abdominal anevrizmada iç kanama riski ve şok geçirme ihtimali bulunduğundan acil müdahale gerektirir.

Torasik Aort Anevrizması Nedir?

Bu anevrizma türü, aortun göğüs içindeki kısmında oluşmaktadır. Torasik bir anevrizma aort kökünde, çıkan aortta, torasik aortada veya inen aortta meydana gelebilmektedir. Bu anevrizma türünde belirtiler çenede, boyunda, sırtta veya göğüste ağrı ya da öksürük, ses kısıklığı ve nefes almada zorluk şeklinde kendini göstermektedir. Bununla birlikte torasik anevrizma, büyüyene ve patlayana kadar belirti vermez.

Aort Anevrizması Neden Olur?

Vücudun en büyük atardamarının duvarlarında gelişen bu rahatsızlık, birçok nedene bağlı olarak meydana gelebilmektedir. Genel olarak anevrizma şu sebeplerle ilişkilendirilmektedir:

  • Hipertansiyon: Yüksek tansiyonun anevrizma oluşmasında tek başına etkili olduğunu söylemek elbette mümkün değildir. Ancak eldeki veriler anevrizma geçiren hastaların büyük bir bölümünün yüksek tansiyon hastası olduğunu ortaya koymaktadır.
  • Enfeksiyon: Damar içi iltihaplanmalar damar duvarında yapısal bazı reaksiyonlara neden olarak anevrizma meydana getirebilirler.
  • Genetik Yatkınlık: Damar duvarının doğuştan zayıf olmasına bağlı olarak veya ailede bu şekilde anevrizma öyküsünün varlığı, anevrizma riskini arttıran faktörlerdir.
  • Sigara Kullanımı: Özellikle böbrek damarlarının altında gelişen anevrizma ile sigaranın direkt bağlantısı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bununla birlikte daha çok abdominal anevrizmaların oluşmasında rol oynar.
  • Yaş: Genç yaşta aort anevrizması geçirme riski oldukça düşüktür. Bununla birlikte, 65 yaş üzeri bireylerde sıklıkla anevrizma yaşandığı bilinmektedir. Eğer kişide bir bağ dokusu hastalığı bulunmuyorsa anevrizma, genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar.

Aort Anevrizması Tanı Yöntemleri

Herhangi bir belirti vermeyen çoğu anevrizma, genel olarak diğer bir ilgisiz durum için yapılan rutin sağlık muayeneleri sırasında çekilen röntgen filmi ile tespit edilmektedir. Bazı durumlarda ise, anevrizmanın belirtilere sebep olacak kadar büyümesi ve hastanın bunun üzerine doktora görünmesi ile anlaşılmaktadır. Bununla birlikte abdominal aort anevrizmasından şüphelenildiği durumlarda, hekiminiz tanı için ultrason veya BT taraması yapabilir.

Torasik aort anevrizmalarını tanılamak için tipik olarak BT taraması veya MR (Manyetik Rezonans) kullanılmaktadır. Tanı doğrulandığı taktirde, alanında uzman bir hekim tarafından çeşitli görüntüleme testleri kullanılarak anevrizmanın büyüklüğü, şekli ve oluştuğu yerle ilgili ek bilgiler toplanır. Bu durumda aşağıdaki ek testler yapılabilmektedir:

  • Yüksek çözünürlüklü Bilgisayarlı Tomografi (BT),
  • Anjiyografi,
  • Transözofageal ekokardiyografi (TEE),
  • İntravasküler ultrasonografi.

Aort Anevrizması Risk Faktörleri

Genel olarak kalp krizi için de geçerli olan risk faktörlerinden bazıları anevrizma oluşma riskini de arttırmaktadır. Anevrizma geçirme ihtimalini arttırdığı bilinen faktörler aşağıdaki gibidir:

  • Ateroskleroz (arter duvarlarında sertleşme),
  • Sigara kullanımı,
  • Yüksek kolesterol,
  • Şeker hastalığı,
  • Hipertansiyon,
  • Genetik yatkınlık,
  • Kalp kapak hastalıkları.

Aort Anevrizması Tedavisi

Anevrizmanın büyüklüğüne ve şiddetine göre tedavi türü değişmektedir. Genel olarak bu hastalıkta uygulanan iki tür tedavi şekli vardır. Açık ameliyat ve endovasküler onarım teknikleri ile anevrizma tedavi edilebilmektedir. Bununla birlikte başvurduğunuz hekim, anevrizmanızın yeri, şekli, boyutu, yaşınız, genel sağlığınız ve görüntüleme testlerinden elde edilen verilere dayanarak sizin için en uygun tedavi şeklini önerecektir.

Eğer aortun uzun bir bölümü boyunca anevrizma varsa, en iyi tercih açık ameliyat ile endovasküler onarımın bir kombinasyonu olabilir.

Açık Ameliyat

Açık ameliyat esnasında, anevrizmanın yerine bağlı olarak göğüste veya karın bölgesinde bir kesi yapılır. Prosedür sırasında, aortun şişmiş olan kısmına astarlanan bir sentetik greft dikilerek yerine tutturulur. Bu şekilde kusurlu bölgenin her iki taraftan normal aort ile bağlanması sağlanır. İşlem tamamlanınca kan damarının yeni ve sentetik kısmı sağlıklı bir aort gibi görev yapar.

Ameliyat ortalama 3 ila 5 saat sürer ve ardından bir hafta kadar hastanede kalınır. Bu tedaviden sonra genellikle 6 ila 12 haftada normal yaşama dönülebilmektedir. Bunların yanında aort anevrizması ameliyatı, uzun vadeli sonuçları çok iyi olan kanıtlanmış bir tedavidir.

Endovasküler Onarım

Endovasküler onarım, özellikle abdominal aort anevrizmasında sıklıkla tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Bununla birlikte torasik anevrizmanın tedavisinde de gitgide daha sık kullanılmaktadır. Bu işlem esnasında, cerrah kasık bölgesinde küçük kesiler yaparak oradan aorta bağlanan arterlere ulaşır. Bundan sonra arterlerin içinden geçirilen bir tel yardımı ile aortun sorunlu olan bölümüne doğru ilerler.

Cerrah, röntgen ışını kullanarak, stenti tel üzerinden bir kateterin içine yerleştirir. Stent, aortun zayıflamış alanını güçlendirmek için kullanılan kumaş benzeri bir borudur. Bununla birlikte metal olan tel stentlerle desteklenir.

Cerrah daha sonra stenti kateterin içinde tel boyunca hareket ettirerek, anevrizmanın oluştuğu alana doğru ilerletir. Bu esnada kateter geri çekilir ve stent anevrizmanın iki tarafında bir yay gibi genişler. Sağlam bir şekilde yerine yerleştikten sonra, kanın anevrizma oluşturmadan akabileceği yeni bir geçiş yolu görevi görür. Bu süreçte eski anevrizmanın üzerine uygulanan bir basınç olmayacağından zamanla anevrizma küçülür.

 

Sıkça Sorulan Sorular

Aort anevrizması ameliyatı başarı oranı nedir?

Anevrizma tedavisi için ameliyat yöntemi, uzun vadeli sonuçları çok iyi olan kanıtlanmış bir tedavidir. Hastalar yüksek ihtimalle sağlıklarına kavuşmakta ve koruyucu tedbirleri aldıkları taktirde anevrizmanın tekrarlanması olasılığı büyük ölçüde azalmaktadır.

Aort anevrizması ameliyatı ölüm riski nedir?

Bu ameliyat türü çoğunlukla başarı ile sonuçlanmaktadır. Bunun dışında anevrizması çok fazla ilerlemiş olan kişilerin %50’si hastaneye kaldırılmadan önce kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmektedir. Hastaneye yetişip cerrahi müdahaleye alınan hastaların ise %50 yaşama şansları vardır.

Aort anevrizması küçülür mü?

Anevrizmanın kendi kendine küçülmesi söz konusu değildir, ancak endovasküler onarım tekniği ile var olan anevrizma zaman içinde küçülür. Bu da işlem sırasında takılan stentin, anevrizma oluşturmadan akabileceği yeni bir geçiş yolu görevi görmesi sayesinde gerçekleşmektedir.

Aort anevrizmasına ne iyi gelir?

Bu hastalık ileri evrede olmadığı müddetçe herhangi belirti vermez. Çoğunlukla genel sağlık taramalarında fark edilir. Bununla birlikte erken müdahale dışında anevrizmaya iyi gelen herhangi bir yöntem yoktur. Endovasküler onarım erken evrede tercih edilen tedavi yöntemidir.

Paylaş:

⚠️ Yasal Uyarı

“Bu internet sitesinin içerikleri, siteye giriş yapan hastaların ve ziyaretçilerin güncel bilgilere ulaşabilmesi adına hazırlanmıştır. Sitedeki bilgilerin, sağlık alanında tanı, tedavi ya da ilaç reçetesi gibi bir özelliği bulunmamaktadır. İnternet sitemiz, sağlıkla ilgili bütün konuların ancak, doktor muayenesi ile teşhis ve tedavi edilebileceğini savunmaktadır. Sitede yer alan bütün bilgiler doktor muayenesine teşvik amacıyla hazırlanmaktadır. Doğru bilgiyi her zaman doktorlardan alabilirsiniz. Sitede yer alan bilgilerin yanlış anlaşılmasına bağlı olarak ortaya çıkabilecek mağduriyetlerden internet sitemiz sorumlu değildir. Site içerisindeki bilgilerin kopyalanarak, başka internet sitelerinde kullanılması kesinlikle yasaktır. İnternet sitemizdeki bilgiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerince, internet sitesinin sahibinin iznine bağlı olarak kullanılabilmektedir. Siteye giriş yapan tüm ziyaretçiler, yukarıda yer alan yasal uyarıyı bütünüyle ve şartsız olarak kabul etmiş sayılır.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ücretsiz Danışmanlık Alın

İçindekiler

Avicenna MAG

İlgili İçerikler

Hemofobi (Kan Korkusu) Nedir?

Hemofobi (Kan Korkusu) Nedir?

Hemofobi halk arasındaki adıyla kan korkusu, yaralanma, kan görme veya iğne gibi durumlardan panik olma ve korkma durumudur. Kan korkusu olan kişiler, sadece kandan değil,

Sosyal Anksiyete(Sosyal Fobi) Nedir?

Sosyal Anksiyete(Sosyal Fobi) Nedir?

Sosyal anksiyete diğer adıyla sosyal fobi, kişinin başka insanlarla iletişime geçtiğinde hissettiği korku ve endişedir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler, biriyle tanışmaktan, flört etmekten, hatta

Niktofobi (Karanlık Korkusu) Nedir?

Niktofobi (Karanlık Korkusu) Nedir?

Niktofobi halk arasındaki adıyla karanlık korkusu, dünya genelinde yaygın olan fobilerden biridir. Niktofobi, kişinin karanlıktan aşırı bir şekilde korkmasına neden olan bir fobi türüdür. Karanlık

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir?

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir?

Klostrofobi halk arasındaki adıyla kapalı alan korkusu, kişilerin kapalı alanlara karşı olan korku ve kaygısıdır. Kapalı alan korkusu olan kişiler, asansör, tünel, metro gibi kapalı

🇹🇷 المستشفى الأكثر ترجيحاً في تركيا لمتحدثي اللغة العربية في عام ٢٠٢٣