Agnozi, kişinin duyuları sağlam olmasına rağmen nesneleri, sesleri veya yüzleri tanıyamama durumudur. Genellikle beyin hasarına, özellikle de parietal ya da oksipital loblardaki bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
Agnozi Nedir?
Agnozi, kişinin duyu organları sağlıklı olmasına rağmen, beyin hasarı nedeniyle nesneleri, sesleri, kişileri veya kokuları tanıyamama durumudur. Bu bozukluk, genellikle beynin duyusal bilgileri işleyen bölgelerinde meydana gelen hasarlardan kaynaklanmaktadır. Örneğin, görsel agnozide birey bir nesneyi net bir şekilde görebilir ancak ne olduğunu anlayamaz. İşitsel agnozide ise sesi duyar ama kaynağını tanımlayamaz. Agnozi, travmatik beyin hasarı, inme, tümörler veya nörolojik hastalıklar (örneğin Alzheimer) sonrasında ortaya çıkabilen bir durumdur. Tedavisi ise altta yatan nedene ve hastalığın türüne bağlı olarak planlanmaktadır. Bu nedenle erken teşhis oldukça önemlidir.
Agnozi Türleri Nelerdir?
Agnozi, etkilenen duyuya göre farklı türlere ayrılmaktadır. Başlıca türleri şunlardır:
- Görsel: Kişi nesneleri görür ancak ne olduklarını tanıyamaz.
- Prosopagnozi: Yüz tanıma bozukluğudur. Kişi tanıdığı kişilerin yüzlerini ayırt edemez.
- İşitsel: Sesleri duyması ancak anlamlandıramama durumudur. (örneğin kapı zili sesi tanınmaz).
- Fonemik: Konuşulan kelimeler duyulur ancak anlamı kavranmaz.
- Taktil (Dokunsal): Gözleri kapalıyken bir nesneye dokunduğunda, ne olduğunu anlayamaz.
- Anozmi: Kişi koku alabilmesi ancak hangi koku olduğunu tanıyamması durumunu ifade etmektedir.
- Ototopagnozi: Kendi vücudunun bölümlerini tanıyamama durumudur.
- Somatoagnozi: Kişi kendi bedeninin ya da bir uzvunun kendisine ait olduğunu algılayamaz.
Neden Olur?
- Beyin travmaları
- İnme (felç)
- Alzheimer hastalığı
- Tümörler
- Beyin enfeksiyonları (örneğin ensefalit)
- Demans türleri
- Parkinson hastalığı
- Multipl skleroz (MS)
- Beyin ameliyatları sonrası komplikasyonlar
- Nörodejeneratif hastalıklar
- Oksipital veya parietal lob hasarları gibi nedenlerden kaynaklı olarak ortaya çıkabilmektedir.
Belirtileri Nelerdir?
- Görülen nesnelerin tanınamaması,
- Tanıdık yüzlerin ayırt edilememesi,
- Seslerin kaynağının bilinmemesi,
- Konuşma seslerinin anlamlandırılamaması,
- Dokunulan nesnelerin ne olduğunun anlaşılamaması,
- Koku tanıma zorluğu,
- Kendi vücut uzuvlarını tanımakta güçlük,
- Günlük eşyaların kullanım amacının unutulması,
- Nesneleri çizerek tarif edememe,
- Görsel olarak algılansa da nesne ismini söyleyememe gibi belirtiler görülebilmektedir.
Agnozi Teşhisi Nasıl Yapılır?
Bu durumun teşhisi, öncelikle hastanın tıbbi öyküsünün dikkatlice alınması ve nörolojik muayene ile başlamaktadır. Doktor, hastanın nesneleri, yüzleri, sesleri veya dokunma yoluyla algılama yeteneğini değerlendirir. Bu kapsamda görsel, işitsel ve dokunsal tanıma testleri uygulanmaktadır. Ayrıca, manyetik rezonans görüntüleme (MR) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi beyin görüntüleme yöntemleri kullanılarak, beynin ilgili bölgelerinde hasar veya anormallikler araştırılmaktadır. Bilişsel ve nöropsikolojik testlerle de hastanın algı ve tanıma becerileri detaylı şekilde incelenir. Tüm bu değerlendirmeler sonucunda agnozi tanısı konur ve uygun tedavi planı oluşturulmaktadır.
Agnozi Tedavisi
Agnozi tedavisi, altta yatan nedenlere ve agnozinin türüne bağlı olarak değişiklik gösterir ve genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Öncelikle, agnozinin ortaya çıkmasına sebep olan beyin hasarının nedenini belirlemek önemlidir. Örneğin, inme, tümör, travma veya nörodejeneratif hastalık gibi. Eğer mümkünse, bu temel durumun tedavisi yapılmaktadır. Bunun yanı sıra, agnozi doğrudan tedavi edilebilen bir durum olmayabilmektedir. Bu yüzden rehabilitasyon ve destekleyici terapi yöntemleri ön plana çıkar. Nöropsikolojik rehabilitasyon programları kapsamında hastaya özel egzersizler ve alıştırmalar uygulanarak, beynin hasarlı bölgelerinin işlevini telafi etmesi veya diğer bölgelerin devreye girmesi amaçlanmaktadır.
Ergoterapi ve fizyoterapi gibi destekleyici uygulamalarla hastanın günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığı artırılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca, konuşma terapisi ve bilişsel terapi gibi yöntemlerle de algı ve tanıma becerileri desteklenmektedir. Tedavi sürecinde hasta ve ailesine yönelik eğitimler verilerek, yaşanan zorlukların anlaşılması ve başa çıkma stratejilerinin geliştirilmesi sağlanır. Bazı durumlarda, ilaç tedavisi ile altta yatan nörolojik hastalıkların ilerlemesi yavaşlatılabilir veya semptomlar hafifletilebilir. Sonuç olarak, agnozi tedavisi uzun soluklu ve kişiye özel planlanmalı, hasta yaşam kalitesini artırmaya yönelik çok yönlü desteklerle sürdürülebilmektedir.
Sık Sorulan Sorular
Hayır. Afazi, dil üretme ya da anlama bozukluğudur. Agnozi ise algılanan bilginin tanınmaması ile ilgilidir. İkisi beyin hasarı sonucu ortaya çıkabilir ama farklı işlevleri etkilemektedir.
Bu durum doğrudan bir “zihinsel engel” değildir. Genellikle bilişsel kapasite korunmuştur, ancak belirli tanıma işlevlerinde bozulma vardır.
Duruma göre değişir. Bazı kişilerde geçici olabilir (özellikle akut evrelerde). Ancak beyin hasarı kalıcıysa belirtiler de kalıcı olabilmektedir.