Dermatoloji
Kılcal damar, insan bedenindeki en küçük damarların adıdır. 5 ile 10 mikrometre aralığında değişen uzunlukları bulunur. Atardamarları ve toplardamarları birleştirmeye yarayan kılcal damarlar, dokularla en çok iletişime geçen kan damarları olarak da bilinirler.
Kılcal Damar Nedir?
Kılcal damarların dış yüzeyleri bir tane hücre tabakasıyla sarılıdır. Buna endotel adı verilmiştir. Bu dış duvar o kadar ince bir yapıya sahiptir ki, damarın içinden geçen oksijen, su ve lipit gibi moleküller rahatlıkla dokulara geçiş yapabilirler. Öte yandan dokularda biriken atık maddeler de kılcal damarlara geçerek boşaltım sistemine yöneltilirler. Kılcal damar geçirgenliğini artırmak için bir takım sitokinlerin salınımı yükseltilebilir.
Bir insanın vücudundaki tüm kılcal damarların toplam uzunluğu 40 bin kilometredir. Atardamarlarla, toplardamarları birbirleriyle birleştirme görevine sahip olan kılcal damarlar, epitel dokuya sahiptir. En temel görevi, kan ile dokular arasındaki transferleri sağlamaktır. Kılcal damarlardaki kan akışı, diğer damarlara göre daha yavaştır.
Kılcal damarların içerisindeki kan akış hızı oldukça düşüktür. Bu da kılcal damarların içindeki basıncın düşük olmasına neden olur. Bedenin tüm dokularıyla iletişimde olduğu için, dokular arasındaki beslenme sürecinde büyük bir role sahiptir. Deri rengindeki değişiklikler, genellikle kılcal damar genişlemeleri ve daralmaları sebebiyle oluşur. Kılcal damarların geçirgenliği azalınca ödem oluşturabilirler. Öte yandan, kılcal damarlar kimi zamanlarda dayanıklılıklarını kaybedebilirler. Böyle zamanlarda bölgesel kanama noktaları oluşabilir.
Kılcal damarların genişlemesi halinde, dokulara daha fazla kan gider ve atardamar, toplardamar gibi damarlarda dolaşan kan seviyeleri düşebilir. Bu duruma tansiyon düşmesi de denebilir. Kılcal damarların kasılması halinde, içindeki kan akışı azalır ve kan, diğer damarlara gönderilir. Bu seferde tansiyon yükselir.
Kılcal Damar Çatlaması Neden Olur?
Sıcak bir ortama giriş yapıldığında ya da soğuk bir ortamdayken kılcal damarlarda değişimler yaşanır. Sıcak, kılcal damarların genişlemesine neden olarak, tenin kızarık bir görüntü almasını sağlar. Diğer yandan soğuk, kılcal damarların küçülmesine ve tenin soluk bir görüntü almasına neden olur.
Kılcal damar çatlaması, kılcal damarların kaslarının büzüşememesi sonucunda meydana gelir. Büzüşememekten dolayı kılcal damarda kan birikimi meydana gelir ve damar çatlar. Bu durum, insan teninde örümcek ağı benzeri görüntüler oluşmasına neden olur. Çoğu zaman çok az şekilde oluşan bu görüntüler, zaman zaman insanları rahatsız edebilecek seviyelere gelebilir. Kılcal damarların çatlaması, genellikle vücudun şu bölgelerinde meydana gelir:
- Burunda kılcal damar çatlaması
- Gözde damar çatlaması
- Bacakta kılcal damar çatlaması
- Yüzdeki kılcal damarlar
- Yanaktaki kılcal damarların çatlaması
Kılcal damarlar, birden fazla sebeple çatlayabilirler. Kalıtsal etkenler, gebelik, cildin yaşlanması, fazla güneşe maruz kalma, hızlı kilo değişimleri, dar kıyafet ve çorap tercihi, az sıvı tüketimi gibi nedenler, kılcal damarların çatlamasında etkilidir. Öte yandan, doğum kontrol hapı kullanımı, kortizon kremleri, hormon tedavisi gibi nedenlerle de kılcal damarlarda çatlamalar meydana gelebilir. Bir takım iç hastalıklar, kılcal damar problemlerinin oluşmasında etkilidir.
Varis
Tıp dilinde Telanjektazi olarak da bilinen kılcal varis, genellikle uyluk bölgesinin yanında ve arkasında oluşur. Diz altında oluşan varisler de bir hayli meşhurdur. Kılcal varis, sıklıkla estetik problemlere neden olur. Ağrı, şişlik ya da yorgunluk gibi problemlere yol açmaz. Yaşlılıkla birlikte varislerin sayısı artabilir. Bunun yanında yaşlanmaya bağlı olarak artan dolaşım sorunlarıyla birleşince, belli başlı şikayetler ortaya çıkabilmektedir. Fakat, hastaların yaşadıkları karıncalanmalar, uyuşmalar ve ödemler, varislerden kaynaklı değildir. Tedavisinde lazer ve skleroterapi gibi yöntemler kullanılır.
Kılcal Damar Tedavisi
Kılcal damarların tedavisine başlanmadan önce, varis gibi bir problemin olup olmadığına bakılır. Eğer tedavi için bir sorun bulunamazsa, sklerotrapi ve radyofrekans teknikleriyle tedavi başlatılır. Lazer tedavisi, giderek daha fazla talep alan bir tedavi haline gelmiştir. Hastanın genel durumuna ve oluşan çatlamaların türüne göre uygun tedavi uygulanır. Lazer tedavisi, diğer tedavilere göre çok daha az ağrı hissettiren bir yöntemdir. Daha az ağrılı bir tedavi süreci yaşamak isteyen hastalar, ağrı kesici kremlerden ve soğutma tekniklerinden faydalanabilir. Yüzdeki kılcal damar tedavisi de aynı yöntemlerle yapılabilir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tedavi öncesi dikkat edilmesi gereken bazı faktörler vardır. Tedaviden önce, kullanılan ilaçlara ya da tüketilen besinlere dikkat edilmesi gerekmektedir. Damar genişletici, kan sulandırıcı ilaçlar ve gıdalar, uygulanacak olan operasyonu zorlaştırabilmektedir. Öte yandan, tedaviden önce fazla sıcağa ya da soğuğa maruz kalmamanız gerekmektedir.
Bunun yanında, tedaviye başlamadan önce cilt temizliğinin yapılmış olması gerekir. Tedaviden önce, doktorunuzun önerdiği bir krem ya da nemlendirici yoksa, kendi kullandığınız bir kremi vücudunuza sürmeyin. Cildin kirli olması ya da yüzde makyaj olması, tedaviyi zorlaştırmaktadır.
Tedavi sonrası süreçte cildin dış etkilerden korunması gerekmektedir. Tedaviden sonra yoğun güneş ışınlarına maruz kalmak, bazı sorunların oluşmasına neden olabilir. Kalıcı lekeler – izler, bu sorunlara örnek olarak verilebilir. Bu yüzden tedaviden sonra güneş ışığından uzak durmada ve zorunda kalınmışsa güneş koruyucuları kullanmaya dikkat edilmelidir.