Klostrofobi halk arasındaki adıyla kapalı alan korkusu, kişilerin kapalı alanlara karşı olan korku ve kaygısıdır. Kapalı alan korkusu olan kişiler, asansör, tünel, metro gibi kapalı alanlardan korkmaktadır. Kapalı alan korkusu, dünya genelinde en sık duyulan kaygı bozukluklarından birisidir. Bu kaygı bozukluğu kişinin kapalı herhangi bir alanda kaldığı süre boyunca stres, korku, bayılma gibi sıkıntılar yaşamasına neden olmaktadır.
Klostrofobi Nedir?
Halk arasındaki adıyla kapalı alan korkusu, kişinin asansör, metro gibi kapalı alanlarda kalması gerektiğinde korku kaygı ve endişe geçirmesi durumudur. Bu durum, dar veya kapalı alanlardan yoğun bir korku veya anksiyete duyulmasını ifade eden bir tür fobidir. Bu kişi, dar veya kapalı bir alanda bulunduğunda, sıkışıp kalmaktan, nefes alamamaktan veya kaçamamaktan dolayı yoğun bir endişe hissedebilmektedir. Bu nedenle kişi kendini korkulu ve stresli bir durumun içerisinde bulur. Kapalı alan korkusu, genellikle çocukluk veya gençlik döneminde başlayarak yaşam boyu devam edebilmektedir. Ancak bu fobi, belirli bir deneyime veya travmatik bir olaya dayanabilir. Örneğin, çocukken bir asansörde sıkışıp kalmak veya dar bir mağarada mahsur kalmak gibi deneyimler, klostrofobik bir tepki geliştirmeye yol açabilmektedir. Kapalı alan korkusu buna bağlı birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.
Ancak bu klostofobik tepkiler ve korkular kişinin günlük yaşantısını olumsuz etkileyebilmektedir. Kişinin yaşam kalitesini düşürerek olumsuzluklara neden olmaktadır. Kapalı alan korkusu bir çok kişinin yaşadığı bir fobi türüdür. Ancak tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Klostrofobinin birden fazla kişiye özel uygulanan tedavi seçenekleri mevcuttur.
Klostrofobi Belirtileri Nelerdir?
- Boğulma hissi,
- Midede kelebek hissi,
- Ağlama veya öfke nöbetleri,
- Ağız kuruluğu,
- Kulak çınlaması,
- Sıcak basması,
- Göğüs ağrısı veya göğüste sıkışma hissi
- Baş ağrısı ve baş dönmesi,
- Nefes darlığı veya nefes alamama durumu,
- Bayılacakmış gibi olma,
- El ve ayaklarda uyuşma hissi gibi birden fazla belirtileri bulunmaktadır.
Klostrofobi Neden Olur?
Kapalı alan korkusunun tam olarak nedeni bilinmese de korkunun altında yatan faktör olarak birden fazla neden sunulmaktadır. Klostrofobinin kökeninde yaşamsal tecrübeler veya genetik faktörler yer alabilmektedir. Olası yaşamsal tecrübeler genellikle çocukluk veya gençlik döneminde meydana gelmektedir. Örneğin küçükken dar bir alanda kapalı kalmak veya dar bir alanda sıkışmak şiddetli kaygılara neden olmaktadır. Kişiden kişiye farklılık gösteren bu fobi türünün nedenleri kesin olarak belli değildir.
Çocukluk travması
Çoğu psikologlar, Klostrofobinin çocukluk veya gençlik çağında ortaya çıktığını söylemektedir. Çünkü kişinin çocukken yaşadığı kapalı bir alanda kalarak geçirdiği bir travma, ilerleyen yaşlarda da herhangi bir kapalı alanda tetiklenmesine neden olabilmektedir. Çocukluk çağında kişinin bir odada kilitli kalması, asansörde mahsur kalması veya dar bir alanda sıkışması gibi birçok faktör klostrofobinin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Çünkü kişinin o sırada geçirdiği korku, endişe ve stres ilerleyen yıllarda bu fobinin gerçekleşmesine zemin hazırlayabilir. Bu nedenle bu tür yaşanmış olaylar ve deneyimler klostrofobinin meydana gelmesine neden olabilmektedir.
Genetik Yatkınlık
Kapalı alan korkusunun altında yatan asıl neden tam olarak bilinmese de bir diğer faktörün genetik yatkınlık olabileceği düşünülmektedir. Çünkü 2013 yılında yapılmış olan bir araştırma da kapalı alan fobisi olan kişilerde GPM6A genindeki bir mutasyonun daha sık olduğu saptanmıştır. Bu araştırmalar soncunda klostrofobinin genetik yatkınlık ile alakalı olduğu düşünülmektedir. Çoğu fobinin asıl nedeni bilinmemektedir. Ancak birden fazla nedeni veya birden fazla faktöre bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Klostrofobi Tetikleyicileri Nelerdir?
- Asansörler,
- Kalabalık alanlar ve ortamlar,
- Mahsenler,
- Uçaklar,
- Bodrum katları,
- Penceresiz ve küçük odalar,
- Döner kapılar,
- Tüneller,
- Manyetik rezonans görüntüleme (MRI),
- Deneme kabinleri,
- CT taramaları,
- Mağaralar,
- Küçük ve sıkışık arabalar,
- Metro, tren, minibüs ve otobüs gibi toplu taşımalar,
- Umumi tuvaletler gibi alanlar kapalı alan fobisini tetiklemektedir.
Klostrofobi Nasıl Teşhis Edilir?
Kapalı alan fobisini teşhis etmek için doktor veya uzman bir psikolog kişinin geçmişini değerlendirmeye yönelik birkaç soru soracaktır. Kapalı alana girmeye yönelik endişe duyulması, korkması gibi şikayetler üzerine doktor bu duruma yönelik sorular sormaktadır. Bu doktorun yönettiği sorulara verilen cevaplara göre doktor klostrofobi teşhisi koyabilmektedir.
- Asansöre binmekten çekiniyor musun ?
- Kapalı bir yere girdiğin zaman ilk düşünülen şey çıkışların nerede olduğu ise,
- Kapalı bir ortama girdiğinde çıkış kapıları açık değilse strese giriyor musun?
- Trafik yoğun olduğu zaman araç sürmekten kaçınıyor musun?
- Toplu taşıma kullanmaktan çekiniyor musun?
- Sinema ve tiyatro gibi kapalı ve kalabalık alanlarda çıkışlara yakın koltukları mı tercih ediyorsun?
Klostrofobi Tedavisi Nasıldır?
Uygun bir tedavi yöntemi ile hem klostrofobi hem de diğer fobilerin üstesinden gelmek mümkündür. Bununla birlikte kapalı alan korkusunun birden fazla tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bu yöntemler arasında psikoterapi, ilaç tedavisi, maruz kalma terapisi, sanal gerçeklik ve alternatif terapiler bulunmaktadır. Bununla birlikte klostrofobi, kişinin korkusunun üzerine giderek çözülebilecek bir durum değildir. Yani kişinin kapalı ortamlarda tek başına bırakılması doğru bir yaklaşım değildir. Aksine bu durum daha olumsuz sonuçlara yol açabilir. Fobilere sahip olan kişilerin çevresindekiler kişiye destek olmalı ve bu konuda kişinin yanında olmalıdır. Kapalı alan korkusu tedavi yöntemlerinden biri terapi yöntemidir. Kişiye özel uygulanan bu terapi yöntemleri klostrofobi belirtilerini, anksiyete, endişe, kaygı gibi semptomları iyileştirme konusunda oldukça başarılı ve tekili bir yöntemdir. Eğer kişide ileri düzey bir klostrofobi var ise bu sefer terapi yöntemlerine ek olarak ilaç tedavisi de uygulanmaktadır. Bu yöntemler uzman psikolog tarafından kişiye özel olarak uygulanmaktadır.
Sık Sorulan Sorular
Kapalı alan fobisi başlarda çok ciddiymiş gibi görünmese de ilerleyen zamanlarda kişinin işlevlerini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürmektedir. Bu nedenle herhangi bir anksiyete bozukluğu için doktora başvurmak oldukça önemlidir.
Derin nefes egzersizleri yapmak, korku anında kaygıyı azaltmak için 5 duyu organını kullanmak, (herhangi bir yere dokunmak, hissetmek gibi), ve sakinleştirici iç konuşma yapmak kişiyi sakinleştirecek ve kaygıyı azaltacaktır.
Bu tedavi süreci kişinin durumuna ve fobinin ilerleyiş düzeyine ve fobinin asıl kaynağına bağlı olarak değişmektedir. Ancak ortalama tedavi süresi 2- 12 seans arasında değişmektedir. Bununla birlikte tedaviden önce veya sonrasında ilaç kullanımı gerekebilmektedir. Bu durum da tedavi sürecini uzatır.