Horlama ile Kalp Krizi İlişkisi

Horlama ve Kalp Krizi

İçindekiler

Ücretsiz Danışmanlık Alın

Yüksek sesle horlayarak uyumak, basit bir rahatsızlıktan daha fazlası olabilir. Uyku apnesine bağlı horlama problemi yaşayanlar, yüksek kardiyovasküler hastalıkların ve hatta kalp krizinin riski altındadır. Yüksek sesle horlamak toplum içerisinde komik ve eğlenceli bir konu haline gelmiş olsa da, bu durum aslında şakaya alınmaması gereken bir problemdir.

Horlama Kardiyovasküler Riskleri Artırır

Horlama, genellikle uyku apnesi adı verilen ve diyabet, obezite, hipertansiyon, felç, kalp krizi ve diğer kardiyovasküler problemlerin riskini artıran bir durumun işaretidir. Uyku apnesi olan insanlar, uyku esnasında 10 ile 20 saniye arasında nefes almayı bırakırlar. Bu durum bir gecede en az 5 kez tekrar eder. Bazı hastalarda bir gecede yüzlerce kez yaşanabilir. Tabii her uyku apnesi hastasında horlama belirtisi görülmemektedir. Ancak horlamaktan şikayetçi olan her hastanın uyku apnesi açısından muayene edilmesi gerekir.

Horlama Kalp Krizine Neden Olur mu?

Horlamanın bir kalp krizine neden olabilmesi için, hastalarda uyku apnesi rahatsızlığı bulunmalıdır. Uyku apnesi de obezite ve kalp yetmezliği gibi hastalıklarla ilişkilidir. Basit bir horlama, genellikle boğaz bölgesindeki kasların gevşemesi ve hava yollarının daralmasından kaynaklanır. Hava yollarının daralması, vücudun oksijen seviyelerinin azalmasına neden olur. Oksijen seviyesinin azalması, kortizon, adrenalin ve diğer hormonların yükselmesine neden olur.

Bu hormonların yükselmesi, yüksek tansiyona ve kalpteki düzensizliklere katkıda bulunur. Kalp yetmezliği şiddetlenebilir ve kalp krizi tetiklenebilir. Uykuda kalp krizi geçirmek, ani ölümlere neden olabilmektedir. Bazı uyku apnesi hastaları horlamasalar bile, kalbe zarar verebilecek seviye oksijen eksikliği yaşıyor olabilirler.

Kalp Krizi Belirtileri

Bir kalp krizinin en önemli belirtisi ağrıdır. Bu ağrı göğüs bölgesinde olur ve baskı, yanma tarzında oluşur. Ağrı ile beraber soğuk soğuk terleme ve mide bulanması oluşabilir. Uykuda kalp krizi, genellikle nefes daralmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Kalp krizi geçiren bir insanın acilen tıbbi yardıma ihtiyacı vardır. Hastanın çevresinde ilk yardım uygulayabilecek biri varsa, hemen ilk yardıma başlanmalı ve acil servisten tıbbi yardım istenmelidir.

Horlama ile birlikte ortaya çıkan uyku apnesi, geceleri hastaların tıkanmasına ve sabahları yorgun uyanmasına neden olabilir. Gündüzleri aniden bastıran uyku atakları ve depresyon da ortaya çıkabilir. Tedavisi geciktirilen uyku apnesi ve oksijensizliğe bağlı olarak kalbi hasara uğrayabilir. Horlama ile kalp krizi arasında ender görülse de bir ilişki bulunur. Bu ilişki, genellikle uyku esnasında tıkanmanın süresinin artmasıyla kalp krizi oluşması şeklindedir. Uykuda kalp durması genellikle ölümcül sonuçlar doğurmaktadır. Yüksek sesle horlayan insanlarda kalp krizi görülme oranı, diğer insanlara göre 4 kat daha fazla olmaktadır.

Uyku Laboratuvarı (Sleep Laboratory)

Horlamaya bağlı kalp krizi riski olduğu düşünülen hastalar, uyku laboratuvarında bir gece geçirerek, detaylı bir incelemeye alınabilirler. Uyku laboratuvarında geçirilen bir gecede hasta, aşağıda yer alan tetkiklerden geçirilir:

  • Uyku kaydı
  • EEG (Beyin elektrosu)
  • EOG (Göz hareketleri elektrosu)
  • EMG (Çene kas gerilimi elektrosu)
  • Yatış tarzı kaydı
  • Burundan hava akımı
  • Göğüs ve karın kas hareketliliği
  • Kandaki oksijen seviyesi
  • EKG (Kalp grafisi)
  • EMG (Bacak kas elektrosu)

Horlama Tedavisi

Kalp yetmezliği uyku esnasında horlamaya neden olabileceği gibi, basit bir horlamaya bağlı olarak bir süre sonra kalp rahatsızlığı meydana gelebilmektedir. Horlamanın zarar verebileceği organların başında kalp yer alır. Çünkü horlama, özünde uyurken nefes alma güçlüğü yaşanmasıdır. Bu da kalbe giden oksijen miktarını azaltır ve kalp ağrısı ya da kalp krizi gibi olumsuz sonuçlara neden olur. Dolayısıyla, horlama basite alınamayacak seviyede ciddi bir sinyaldir. Horladığı fark edilen her insanın, gece uyurken gerçekleştirdiği solunum kalitesini yeniden artırması gerekmektedir.

Basit horlamaya karşı yaşamsal değişiklikler ile önlem almak mümkündür. Uyku düzenini yerine oturtarak, uykusuz kalmamaya çalışmak gerekir. Gece yatakta sırt üstü uyumamaya dikkat edilmelidir. Alkol ve sigaradan uzaklaşmak, horlamaya karşı alınabilecek ciddi önlemlerden biridir. Özellikle akşamları yatmadan önce alkol almak, boğaz kaslarının daha da fazla gevşemesine neden olur. Aynı zamanda vücudun az solunum halinde vereceği uyarı reflekslerinin de uyuşmasını sağlar. Böylece alkollü uyuyan bir kişi, ciddi seviyelerde horladığı halde bunun farkına varmadan uyumaya devam eder. Bu da kandaki oksijen seviyesinin giderek azalmasına neden olur.

Horlamanın başlıca sebeplerinden kilo ve burun yapısı da, kişinin kendi kendisine düzeltebileceği nedenlerdendir. Fazla kilolu insanlar tedaviye mutlaka kilo vererek başlamalıdır. Öte yandan burun yapısıyla ilgili bir problemden kaynaklı olarak, geceleri solunum sıkıntıları ve horlama yaşayanların, mutlaka burun yapılarını düzelttirmeleri gerekmektedir.

Paylaş:

⚠️ Yasal Uyarı

“Bu internet sitesinin içerikleri, siteye giriş yapan hastaların ve ziyaretçilerin güncel bilgilere ulaşabilmesi adına hazırlanmıştır. Sitedeki bilgilerin, sağlık alanında tanı, tedavi ya da ilaç reçetesi gibi bir özelliği bulunmamaktadır. İnternet sitemiz, sağlıkla ilgili bütün konuların ancak, doktor muayenesi ile teşhis ve tedavi edilebileceğini savunmaktadır. Sitede yer alan bütün bilgiler doktor muayenesine teşvik amacıyla hazırlanmaktadır. Doğru bilgiyi her zaman doktorlardan alabilirsiniz. Sitede yer alan bilgilerin yanlış anlaşılmasına bağlı olarak ortaya çıkabilecek mağduriyetlerden internet sitemiz sorumlu değildir. Site içerisindeki bilgilerin kopyalanarak, başka internet sitelerinde kullanılması kesinlikle yasaktır. İnternet sitemizdeki bilgiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerince, internet sitesinin sahibinin iznine bağlı olarak kullanılabilmektedir. Siteye giriş yapan tüm ziyaretçiler, yukarıda yer alan yasal uyarıyı bütünüyle ve şartsız olarak kabul etmiş sayılır.

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Ücretsiz Danışmanlık Alın

İçindekiler

Avicenna MAG

İlgili İçerikler

Atrofi

Atrofi Nedir? Atrofi Nedenleri ve Tedavisi

Atrofi, bir organın, dokunun veya kasın boyutunda azalma ve fonksiyonunda gerileme anlamına gelmektedir. Genellikle hücrelerin küçülmesi veya sayısının azalması sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Nedenleri

Kalsifik Tendinit

Kalsifik Tendinit Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Kalsifik Tendinit, tendonlarda kalsiyum birikiminin meydana geldiği bir durumdur. Genellikle omuz, diz, kalça gibi eklem bölgelerinde görülen bu rahatsızlık, tendonda iltihaplanma ve ağrıya yol açmaktadır.

🇹🇷 المستشفى الأكثر ترجيحاً في تركيا لمتحدثي اللغة العربية في عام ٢٠٢٣