Gül Hastalığı Nedir?
Gül hastalığını tanımlarken daha çok rozase nedir sorusuyla karşılaşılmaktadır. Rozase, gül hastalığının tıbbi karşılığı olan bir terimdir. Bu hastalık kronik ve dirençli olan bir cilt hastalığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Vücudun herhangi bir yerinde çıkabilen bu hastalık sıklıkla yanaklarda, alında ve burun çevresinde ortaya çıkmaktadır. Tekrarlayan kızarıklıklar, cilt yüzeyinde sivilce benzeri kabarıklıklar ve iltihaplı olan lezyonlarla karakterize bir hasatlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Genellikle otuz yaşını geçmiş olan kadınlarda daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Bu sağlık sorununun erkeklerde görülme olasılığı ise oldukça azdır. Bununla birlikte erkekleler, rozaseyi kadınlara göre çok daha rahat atlatmaktadır.
Gül Hastalığı Belirtileri
Rozase isminin yanında madalyon hastalığı olarak da bilinen bu sağlık sorununda görülen belirtiler kişiden kişiye göre değişiklik göstermektedir. Bununla birlikte çoğunlukla yüz bölgesinde beliren güneş yanığına benzer lezyonlarla karakterize bir hastalıktır. Aynı zamanda akne rozase hastalığında görülen bir diğer belirtidir. Bunlar genellikle yanma ve batma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bunların dışında madalyon hastalığında görülen genel rozaseli cilt belirtileri şunlardır:
- Ciltte yanma ve acı hissi,
- Damarlarda belirginleşme,
- Yüzde ödem oluşması,
- Sivilce görünümlü oluşumlar,
- Kuru bir cilt,
- Deri renginde değişiklik,
- Burnun büyüyerek şekil değiştirmesi,
- Cilt tabakasında kalınlaşma,
- Ciltte döküntü.
Vücutta Gül Hastalığı Nasıl Geçer?
Gül hastalığı genellikle kendiliğinden iyileşen bir cilt hastalığıdır. Ve çoğunlukla 6-8 haftalık süre içerisinde kendiliğinden geçmektedir. Ancak, belirtileri hafifletmek ve iyileşme sürecini hızlandırmak için bazı yöntemler ve tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bu ilaçlar genellikle doktor muayenesinden sonra doktorun uygun gördüğü ve reçete ettiği ilaçlardır. Antihistaminikler ve Topikal kortikosteroid kremler verilebilir. Bu ilaçlar kaşıntıyı ve iltihabı azaltmak için oldukça etkilidir. Bununla birlikte cildi nemli tutmak oldukça kaşıntıyı hafifletmek için önemlidir. Bu nedenle cildi düzenli olarak nemlendiriciler ile nemlendirmek gereklidir. Özellikle duşta cildi tahriş etmeyecek sabunlar kullanmak ve sıcak su yerine daha ılık su ile duş almak var olan semptomların hafiflemesine yardımcı olacaktır.
Gül Hastalığı Neden Olur?
Rozase hastalığının genel olarak nedenleri bilinmemektedir. Bunun yanında hastalığı tetikleyecek bazı etkenlerin olduğu düşünülmektedir. Cildin bağ sokusunda yaşanan bazı değişimler, psikolojik sebepler, cilt akarları ve mantarlar bu hastalığa neden olan başlıca etkenler arasında görülmektedir. Bunlarla birlikte genel oalrak nedenler şu şekilde sıralanabilir:
- Aşırı baharatlı yiyeceklerin tüketilmesi,
- Güneş ışığına uzun süre maruz kalma,
- Çok fazla sıcak havaya maruz kalma,
- Sigara ve alkol kullanımı,
- Stresli yaşam,
- Kalitesiz kozmetik ürünlerinin kullanımı,
- Mantarlar.
Gül Hastalığı Teşhisi
Gül hastalığının tanısı için belirli bir test bulunmamaktadır. Rozalı cilt şikayetleri ile uzman bir hekime başvurduğunuz zaman hekim tarafından önce detaylı bir fizik muayene yapılmaktadır. Ancak bu hastalığa benzeyen hatta neredeyse aynı belirtiler gösteren birçok cilt sorunu olduğundan madalyon hastalığını teşhis etmek biraz zor olmaktadır. Örneğin akne problemi, egzama ve lupus gibi hastalıklarda rozase hastalığı çok fazla benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte muayeneye ek olarak yapılan klinik testlerle hastalığın kesin teşhisi konulabilmektedir. Doğru teşhis için mutlaka alanında uzman bir hekime başvurmanız gerekmektedir. Hekimin deneyimi ne kadar fazla olursa hastalıkları teşhis etmedeki hızı ve doğruluk payı da o kadar yüksek olacaktır.
Gül Hastalığı Tedavisi
Rozase tedavisi genellikle değişken bir seyir izlemektedir. Bunun en önemli nedeni, belirtilerin kişiden kişiye göre farklılık göstermesidir. Aynı zamanda uygulanacak tedavinin süresinin ne kadar olacağı da yine, hastada görülen semptomların ciddiyeti ve şiddetine göre değişmektedir. Gül hastalığını tedavi etmede kullanılan farklı medikal tedavilerle birlikte lazer tedavileri ve cerrahi teknikler bulunmaktadır. Bunların yanında hastalığın tetikleyen etkenlere yönelik tedavilerin uygulanması da kaçınılmazdır.
Tedavisi başlanan hastanın genel olarak aşırı sıcaktan ve güneşten korunması gerekmektedir. Aynı zamanda kesinlikle alkol ve sigara tüketimi bırakılmalıdır. Yine bu süreçte doktor tarafından reçete edilen solüsyon veya merhemlerin düzenli olarak uygulanması ve lezyonların bulunduğu bölgenin temiz tutulması gerekmektedir.
Uygulanan ilaç tedavilerinin yanında ileri vakalar için çeşitli lazer uygulamaları da yapılmaktadır. Özellikle damarların fazla genişlediği ve yoğun olduğu bölgelere lazer tekniği ile müdahale edilerek buradaki oluşumlar azaltılır. Bununla birlikte mezoterapi tedavisi ile de cildin nemlendirilmesi sağlanır ve bu şekilde kılcal damarların çatlaması engellenir. Bu tedaviler sayesinde özellikle genç hastalarda ilk seanstan sonra fark edilir derecede bir iyileşme görülmektedir.
B Vitamini ve Rozase
Gül hastalığının daha da şiddetlenmesine neden olan bazı etkenler bulunmaktadır. Bunların başında B vitamini gelmektedir. Özellikle hastalık seyir halindeyken kortizon, B vitamini, kalsiyum kanal blokerleri içeren ilaçların alınmasında dikkatli olunması gerekir. Hatta hastalık sürecinde bu tür ilaçların alınmaması tavsiye edilmektedir. Alınması gereken durumlarda ise mutlaka doktor tavsiyesi alınarak yine doktorun önerdiği doz ve saatlerde alınması gerekmektedir.
Gül Hastalığından Korunma
Bu hastalıktan korunmanın en etkili yöntemi, hastalığı tetikleyen faktörlerden uzak durmaktır. Genellikle medikal ve diğer tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilen bu hastalıktan korunmak için şunlara dikkat etmeniz gerekmektedir:
- Uzun süre güneş ışınlarına olan maruziyetten kaçınmak,
- Sigara ve alkol tüketmemek,
- Aşırı sıcak veya soğuk havalardan korunmak,
- Çok sıcak içecekleri tüketmekten kaçınmak,
- Aşırı baharatlı yiyeceklerden uzak durmak,
- Stresi olabildiğince azaltmak,
- Deriye zarar verecek bakım ürünlerini kullanmamak,
- Damarların genişlemesine neden olan ilaçları kullanmamak.
Gül Hastalığı Bulaşıcı mıdır?
Gül hastalığı (pityriasis rosea) bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu durum, gül hastalığına yakalanan bir kişinin başka kişilere herhangi bir temas yoluyla hastalığı geçiremeyeceği anlamına gelmektedir. Gül hastalığının kesin nedeni ve asıl kaynağı bilinmemektedir. Ancak bazı araştırmalar sonucunda viral bir enfeksiyona bağlı olarak ortaya çıktıtğı düşünülmektedir. Ancak, bu enfeksiyonun da bulaşıcı olmadığını gösteren birden fazla kanıt bulunmaktadır. Bununla birlikte bu hastalığın belirtileri kendiliğinden geçerek herhangi ciddi bir sağlık sorununa yol açmamaktadır. Hastalığın genel olarak semptomları, kaşıntı, döküntü gibi belirtilerdir. Ancak bu belirtiler herhangi tedavi gerektirmeden kendiliğinden iyileşmektedir.
Sık Sorulan Sorular
Bu hastalıktan diğer tüm viral enfeksiyonlarda olduğu gibi genel bir yorgunluk, halsizlik belirtileri görülebilmektedir. Ancak bulaşıcılık gibi bir özelliği bulunmamaktadır. Bununla birlikte lezyonların olduğu bölgelere başka birini temas etmemesi önerilir. Aynı zamanda o bölgenin temiz tutulması ve bakımlarının düzenli olarak yapılması gerekir.
Rozase hastalığının başlamasına ve daha sonra şiddetlenmesine neden olan bazı faktörler bulunmaktadır. Bunların arasında genel olarak stresli bir yaşam, kötü hijyen koşulları, aşırı sıcak ve güneş ışığına maruz kalma ve kortizon, b vitamini içerikli takviye gıda veya ilaçların kullanımı yer almaktadır. Bahsi geçen faktörlerin her biri genel oalrak gül hastalığına neden olan etkenler arasında sayılır.
İlk başta ciltte hafif kızarıklık ve yanma belirtileri gözlemlenmektedir. Daha sonra bu kızarıklıklar cilde iyice yerleşir ve kabarıklık, ödem gibi semptomlar birlikte seyreder. Orta evre rozasede yüzde kılcal damarlar iyice belirginleşerek kümelenir. Cilt daha hassas ve kuru bir hal alır.
Gül hastalığı çoğunlukla kendiliğinden geçerek herhangi ciddi bir sağlık sorununa yol açmayan bir deri hastalığıdır. Ancak var olan kaşıntı ve döküntü gibi semptomları hafifletmek için doktorun önerdiği ve reçetelediği kremler kullanılabilir.