Kapalı Alanlarda Corona Virüs
Bir insan öksürdüğünde, hapşırdığında veya konuştuğunda, ağzından damlacıklar çıkar. Bu da özellikle kapalı alanları çok daha tehlikeli hale getirmektedir. Koronavirüs ile geçen bunca zamanın ardından, restoran, bar, kafe, ibadethane, iş yeri ve toplu taşıma gibi kapalı alanların, virüsün yayılması için en uygun alanlar olduğunu tecrübe ettik. Böyle yerler, hem insan sirkülasyonu hem de yetersiz havalandırma sistemiyle oldukça tehlikelidir.
Aerosoller Koronavirüsü Bulaştırır Mı?
Pandeminin ilk ortaya çıktığı zamandan bu yana, Dünya Sağlık Örgütü ve bulaşıcı hastalık uzmanları, koronavirüsün büyük damlacıklarla bulaştığını ve bu büyük damlacıkların birinin yüzüne öksürerek virüsü bulaştırabileceğini savunuyor. Fakat, kapalı alanlarda alınan önlemlere rağmen artan vaka sayıları ortaya çıktıkça, başka bir bulaşma biçiminin daha üzerinde durulması gerektiği görülüyor. Havada dolaşan küçük damlacıklar yani aerosoller. Aerosol, bir katının ya da sıvının gaz ortamı içerisinde dağılması olarak tanımlanabilir.
Yerçekimine bağlı olarak birkaç metre içerisinde yere ya da bir yüzeye düşme eğilimde olan büyük damlacıkların aksine aerosoller, havada dolaşma eğilimindedir. Çapı beş mikrometreden küçük olan mukus ya da tükürük parçacıkları, nefes alma ya da konuşma esnasında da yayılabilir. Aşırı hafif olmaları, yere düşmeden havada gezmelerine neden olur. Bu da, koronavirüsün havada asılı kalabileceği ve özellikle kapalı ortamlarda havada birikebileceği anlamına gelmektedir.
Covid-19 Önlemleri Yeterli Mi?
Hal böyle olunca, insanlardan 1.5 metre uzak durmak, elleri yıkamak ve yüzeyleri temizlemek yeterli olmayabilir. Kalabalıklardan uzak durmak ve kendi evimiz dışında maskesiz dolaşmamak en doğru hareket olacaktır. Fakat yine de, havada asılı kalabilen ve yayılabilen bir virüsle savaşabilmek için, yeni mücadele yöntemleri bulmamız gerekiyor. Bunun yanında bilim insanlarının da, havada asılı kalan küçük damlacıklarla koronavirüsün bulaşıp bulaşmayacağı yönünde kesin bir sonuç ortaya koyması gerekiyor.
Küçük Damlacıklarla Yayılıyor Mu?
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir Sars-Cov-2 araştırmasında, havada asılı kalan koronavirüs parçacıklarının 16 saate kadar hayatta kalabildiği ortaya kondu. Çok dikkatli ve titiz biçimde kontrol edilen bir laboratuvar ortamında, havada asılı kalan parçacıkları incelemek çok da zor değil. Fakat, açık havada incelemeler yapmak ve bilimsel sonuçlar almak bir hayli zor. Pandeminin ilk ortaya çıktığı günlerde, virüsün Guangzhou şehrine yayılma hikayesini bir klimanın başardığı anlatılıyordu. Penceresiz bir restoran içerisinde pozitif bir hastanın saçtığı damlacıklar, aralarında bir metreden fazla mesafe olan 3 masaya ve bu masadaki aileleri Covid – 19 pozitif hale getirmişti. Bu da klimaların, virüsü kapalı ortam içerisinde dolaştırdığını ortaya koymuştu. Öte yandan, Guangzhou şehrinde penceresi olmayan ve klima ile havalandırılan çok sayıda restoran daha vardı. Bu restoranlarda semptom geliştirme sayılarının azlığı, karşı bir argüman olarak kullanılabilir.
Yüksek Sesle Konuşmak Damlacık Yayıyor!
Bir diğer vaka da, aralarındaki sosyal mesafeyi korumalarına rağmen tamamının enfekte olduğu müzik korosuyla ilgili. Tek bir pozitif vakanın koro çalışmasına katılması, fiziksel mesafeye rağmen tüm koro üyelerini enfekte etmişti. Bu da şarkı söylemenin ya da yüksek sesle konuşmanın, çok sayıda damlacık yaydığını ortaya koyuyor. Yayılan aerosoller ile tam 33 koro üyesine koronavirüs bulaşması, havada yayılan küçük damlacıkların hastalığı yaydığını ortaya koyar nitelikte.
Koronavirüse Karşı Yeni Havalandırma Sistemleri
Solunan havanın virüsü yaydığı doğruysa, yeni önlemler alınması gerekiyor. 239 bilim insanının katıldığı bir grup, tüm dünyada normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte, kapalı alanlarda kullanılması için bir havalandırma ve filtreleme sistemi önerdi. Bu sistem, sadece koronavirüs önlemi olarak değil, hava ile yayılması mümkün olan tam 170 enfeksiyonu durdurabilecek özel bir önlem olarak tanıtıldı. Ne yazık ki dünya genelinde bu önlemler pek ciddiye alınmadı. Çünkü, tüm okulları, tüm iş yerlerini ve geriye kalan tüm kapalı mekanları, her ne kadar 239 bilim insanı imzalamış olsa da, tek bir sistem ile donatmak mümkün olmadı.
Leicester Üniversitesi solunum bilimleri doçenti ve 239 bilim insanından birisi olan Julian Tang, “Geliştirilmiş havalandırma sistemi ile, iç mekanlardaki hava kalitesi yükselecek ve koronavirüsünün aerosoller yardımıyla yayılımı engellenebilecek. Bununla beraber, saman nezlesi, astım, kronik alerji ve solunum problemleri yaşayan herkes için de sağlıklı bir hava yaratılabilecek.” Julian Tang, iş yerlerine uygulanacak olan yeni havalandırma sistemleriyle, grip gibi hastalıklarının yayılımının da azalacağını söylüyor. Tang’e göre, grip olan insanların çocukları da grip olur ve onlara bakmak ya da kendileri iyileşmek için işe ara verebilirler. Her yıl grip nedeniyle dünya genelinde kaçırılan iş saatlerinin bedelinin 25 milyar dolar olduğu ileri sürülüyor.
Koronavirüs ve Ultraviyole Işınlar
Doğal güneş ışığının giremediği yerlerde, antiseptik ultraviyole ışınlarının kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Bilindiği gibi, Far-UVC ismi verilen bir ultraviyole ışını, hem insan sağlığı için tehdit oluşturmuyor hem de ortamdaki koronavirüsü etkin bir şekilde temizleyebiliyor. UV robotları, şimdiden gelişmiş ülkelerde, hastanelerde, havalimanlarında, otellerde ve hapishanelerde kullanılmaya başlandı.
Sonuç
Koronavirüsün küçük parçacıklar halinde havada asılı kalarak, yani aerosoller aracılığıyla bulaşıyor olmasına nihayet gereken ilgi gösterilmeye başlandı. Fakat Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ortaya konan kanıtların halen kesin olmadığını savunuyor. Burada sorulması gereken kilit soru, aerosollerin, koronavirüsün yayılmasında ne kadar büyük bir payı olduğu… Koronavirüs, yoğun olarak büyük damlacıklar aracılığıyla bulaşıyor ve aerosoller aracılığıyla nadiren bulaşıyor olsa da, neden daha fazla insanı korumak için ek önlemler almayalım ki?
Aerosoller koronavirüsü bulaştırır mı?
Pandeminin ilk ortaya çıktığı zamandan bu yana, Dünya Sağlık Örgütü ve bulaşıcı hastalık uzmanları, koronavirüsün büyük damlacıklarla bulaştığını ve bu büyük damlacıkların birinin yüzüne öksürerek virüsü bulaştırabileceğini savunuyor.
Covid-19 önlemleri yeterli mi?
İnsanlardan 1.5 metre uzak durmak, elleri yıkamak ve yüzeyleri temizlemek yeterli olmayabilir. Kalabalıklardan uzak durmak ve kendi evimiz dışında maskesiz dolaşmamak en doğru hareket olacaktır. Fakat yine de, havada asılı kalabilen ve yayılabilen bir virüsle savaşabilmek için, yeni mücadele yöntemleri bulmamız gerekiyor.