Kalp Krizi Nedir?
Kalbi beslemekle görevli atardamarların aniden gelişen bir tıkanma yaşaması sonucunda, kalp kası yeterince oksijen alamayarak kalp dokusuna zarar verebilir. Kalbe kan götürmekle görevli olan atardamar duvarlarında yağ ya da kolesterol gibi maddelerin birikmesi, plak ismi verilen maddelerin oluşmasına neden olabilir. Bu plaklar zamanla artar ve damarların daralmasına ve hatta çatlamasına sebep olur. Çatlaklarda zamanla pıhtılar oluşabilir ve damarların tıkanmasını sağlayarak, kalp krizine sebep olabilir. Bu tarz damarlara eğer zamanında müdahale edilmezse, kalp dokusunda kayıp yaşanabilir. Yaşanan bu kayıplar, kalpteki pompalama gücünün azalmasına ve kalp yetmezliği oluşmasına neden olabilir. Araştırmalar, Türkiye’de her sene 200 bin insanın kriz sebebiyle yaşamını yitirdiğini göstermektedir. Bu sayı, trafik kazasıyla hayatını kaybedenlerin sayısının neredeyse 30 katıdır.
Kalp Spazmı Nedir?
Kalbe giden damarlarda hiçbir tıkanma olmamasına rağmen, ani bir kas kasılmasına bağlı olarak oluşan duruma kalp spazmı denir. Kalp spazmı esnasında tıpkı kalp krizinde olduğu gibi, kalbe giden kan durur. Bu da kalbin yeterince beslenememesine ve göğüs ağrısına neden olabilir. Kalp krizi ile kalp spazmı arasındaki fark budur.
Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir?
Kalp krizinin en büyük belirtisi, göğüs ağrısı olarak da şikayet edilebilen kalp ağrısıdır. Göğüs duvarının tam arkasında ortaya çıkan bu ağrı, adeta birinin göğüs kafesine oturduğunu hissettiren şekilde meydana gelir. Oluşan ağırlık ve baskıya bağlı oluşan ağrı, nefes alıp verme ya da farklı hareketlerle artma veya azalma göstermemektedir. Kalp ağrısı belirtileri bir süre sonra sol omza, kola ve ele kadar ilerleyebilirken, karın bölgesine, çeneye ya da sırta da yansıyabilir. Kalp krizleri genellikle ortalama 15 dakika sürmektedir. Kriz başlar başlamaz dinlenmek için durmak veya koroner damarların genişlemesini sağlayan ilaçlar almak, rahatlamayı ve ağrıların geçmesini sağlayabilir.
Öte yandan hastalarda, sıkıntı hissi, mide bulanması, baş dönmesi, çabuk yorulma, solunum güçlüğü, ritim bozukluğu gibi belirtiler de meydana gelebilmektedir. Bazı insanlarda sessiz kalp krizi denen durumla karşılaşılabilir. Böyle insanların kalp krizini hissetmedikleri ya da yorgunluk, uykusuzluk gibi basit sessiz kalp krizi belirtileri ile atlattıkları bilinir. Hasta kriz geçirdiğini bilmeden yaşamaya devam edebilir. Ancak böyle hastalarda bir süre sonra aritmi ve ani ölümler oluşabilmektedir. Her ne olursa olsun, kalp krizi ilk belirtileri vermeye başladığı andan itibaren dinlenmek ve tıbbi yardım istemek gerekmektedir. Eğer kişi çeşitli kalp rahatsızlığı belirtileri ile karşı karşıyaysa, mutlaka bir doktor kontrolünden geçmelidir.
Kadınlarda Kalp Krizi Belirtileri
Kalp krizinin en klasik belirtisi, göğüsten başlayan ve kollara, çeneye, sırta kadar uzanan ağrıdır. Ancak bu belirti, kadınlarda erkeklere göre yarı yarıya daha az görülmektedir. Bugüne kadar kalp hastalıklarıyla ilgili olarak yapılan araştırmalar hep orta yaş üzerindeki erkeklere yapılmıştır. Kadınlarla ilgili araştırmalar ise, “Belirtiler nasıl olsa erkeklerle aynıdır” denerek başlatılmamıştır. Böylece kadınlar üzerinde yapılan araştırmaların sayısı bir hayli az kalmıştır. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar göstermiştir ki, belirtiler her ne kadar erkeklerle ortaklık gösterse de, hangi belirtinin hangi yoğunlukta olduğuna yönelik cinsiyet farklılıkları bulunmaktadır. Genel olarak kadınlarda kalp krizi esnasında ortaya çıkan yoğun belirtiler şunlardır:
- Nefes darlığı
- Mide bulantısı
- Kusma
- Terleme
- Baş dönmesi
- Bayılma
- Halsizlik
- Çarpıntı
- Göğüs, sırt, çene, omuz ve kol ağrısı (Bu belirti erkeklerde en yoğun görülen belirtidir.)
Kalp Krizi Nedenleri
Koroner arterlerden bir ya da bir kaçının tıkanması halinde bu hastalığı geçirmek mümkündür. Zamanla kolesterol dahil olmak üzere yağ birikintileri, plak isimli maddeleri oluşturmaktadır. Koroner arter hastalığı olarak bilinen bu durum, çoğu kalp krizinin temel nedenidir. Damar tıkanıklıkları bir süre sonra damarlarda çatlamalara neden olur. Vücut bu çatlamaları kapatmak için kan pıhtıları oluşturur. Kan pıhtılarının büyük olması, kan akışının engellenmesine ve kalbin yeteri kadar oksijen alamamasına neden olabilir.
Tedavi Yöntemleri
Kalp krizi, en acil müdahale gerektiren durumlardan birisidir ve belirtiler ortaya çıkar çıkmaz tıbbi yardım istemek gerekir. Kalp krizine bağlı ölümlerin büyük bölümü, kalp krizi sonrası 1 – 2 saatlik süreçte yaşanır. Bu yüzden belirtilerin doğru yorumlanması ve kalp krizi ilk yardım teknikleriyle müdahale edilmesi gerekmektedir.
Hasta, kendisinde ortaya çıkan semptomlardan dolayı kriz geçirdiğini düşünüyorsa, hiç vakit kaybetmeden 112 acil servisini aramalıdır. Su dışında herhangi bir gıda tüketilmemelidir. Eğer çevrede ilk yardım uygulayacak birisi yoksa, acil servis ekipleri gelene kadar ayakları kalp seviyesinin üstünde tutmak faydalı olacaktır. Acil servisin gelmesiyle birlikte hastaya gereken ilk müdahaleler yapılır ve hastaneye götürülür. Burada hastanın durumu gözlemlenir ve gerekli acil tedaviler uygulanır. Aynı zamanda hastanın troponin seviyesi de ölçülür. Daha sonra hasta bir kardiyoloji uzmanı doktor tarafından muayene edilir. Yapılan incelemelerin ardından, var olan kalp hastalığına göre tedavi süreci planlanır.
Sıkça Sorulan Sorular
Kalp krizi önceden nasıl belli olur?
Belirtiler arasında; göğüste yanma ve sıkışma hissi, solgunluk, terleme ve nefes darlığı gibi semptomlar yer alıyor. Eğer kalp damarı tam tıkanmış ise, bu belirtiler saatlerce devam edebilir ve gereken müdahale yapılmazsa ağrının geçmesi mümkün değildir.
Kalp krizini tetikleyen nelerdir?
Stres, yüksek tansiyon ve kolesterol seviyeleri, sigara, alkol, fiziksel hareketsizlik ve aşırı yemek vb. gibi faktörler etkileyebilir.
Genç yaşta kalp krizi neden olur?
Doğuştan kalp anormalliği olan kişiler, kontrollerini rutin bir şekilde yapmadığı sürece genç yaşta bu hastalığa yakalanabilirler. Değişen yaşam tarzları, stres, hareketsizlik, sigara ve obezite gibi etkenler de gençler arasında bu hastalığın görülme riskini artırır.
Kimler kalp krizi geçirir?
En temel risk faktörleri arasında, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, diyabet ve sigara yer alıyor. Ancak hastaların %50 – %70’i kalp krizi geçirmeden önce bu risklerin farkında değiller.