Obsesif Kompülsif Bozukluk Nedir?
Obsesif kompülsif bozukluk, obsesyon olarak adlandırılan sürekli tekrarlayan düşüncelere sahip olmak ve bu düşünceden kurtulmak için kompulsiyon adı verilen devamlı tekrar eden davranışlarda bulunmakla karakterize psikolojik bir rahatsızlıktır. Halk arasında takıntı hastalığı olarak anılmaktadır. Obsesyonlar, yani kişinin zihninden atamadığı düşünceler genellikle istem dışı bir şekilde gelişmektedir. Obsesif insanların bir çoğu bu düşüncelerin veya dürtülerin mantık dışı olduğunun farkındadır. Ancak buna rağmen o düşüncelerin zihninde yer almasına engel olamaz. Bu durum da kişide panik hali ve anksiyeteye neden olmaktadır. Yaşanan anksiyete, endişe ve panik hali gibi duygudurumlarının giderilmesi amacıyla kişiler yinelenen zihinsel ve davranışsal eylemler gerçekleştirmektedir.
Bunların dışında OKB hastaları zekası ile ilgili yanlış bilinen birçok inanış vardır. Obsesif kompülsif bozukluğu bulunan kişilerin zeka düzeyleri bu hastalıktan etkilenmemektedir. Yani, bu kişilerin zekaları normal toplum normlarındadır. Farklı veya diğer insanlardan daha üstün zekalı olmaları gibi bir durum söz konusu değildir.
Obsesif davranışlara örnek verecek olursak, kişinin kirlenme korkusuyla ellerini sık sık acıyana veya çatlaklar oluşana kadar yıkaması takıntılı bir düşünceden kaynaklanan eylemsel tepkiyi ifade etmektedir. Bu düşünce ve tepkiler bir kısır döngü içinde tekrar etmeye devam ederler. Ayrıca takıntıları yok saymaya çalışmak veya durdurmayı denemek, kişide rahatlamanın aksine daha sıkıntılı ve endişeli bir hal yaratır. Bu nedenle obsesif bireylerin takıntılı düşüncelerinin fark ettikleri anda bir uzmandan yardım alması gerekmektedir.
Obsesif Kompülsif Bozukluk Belirtileri
Obsesif kompülsif bozukluğu olan kişilerde genel itibari ile obsesyon ve kompülsiyonlar birlikte görülmektedir. Bununla birlikte hastaların yalnızca obsesyona veya kompülsiyona sahip olmaları da mümkündür. Bu her iki durumda görülen işaretler birbirini tamamlayan cinstendir. OKB olan bireylerde ayrı ayrı veya bir arada görülen obsesyon ve kompülsiyon belirtileri aşağıda yer almaktadır.
Yaygın olarak görülen obsesyon belirtileri:
- Devamlı kirlenme korkusu,
- Her şeyden aşırı şüphe duymak ve güven ihtiyacı,
- Simetri ve düzen sağlama dürtüsü,
- Toplum tarafından hoş görülmeyecek bir davranışta bulunmaktan korkmak,
- Kontrolü kaybederek başkasına zarar vermekten korkmak,
- Hatalı davranışlarda bulunma korkusu,
- Engellenemeyen saldırganlık vb. gibi dürtülerin yoğunlaşması.
Yaygın olarak görülen kompülsiyon belirtileri:
- Sık sık ellerini yıkama veya duş alma,
- Belli kelime veya cümleleri tekrarlama,
- Tokalaşmamak,
- Anlamı olmayan nesneleri biriktirmek,
- Kapıların kilitli olduğundan emin olmak için sık sık kontrol etmek,
- Bir şeyleri sayma veya sıraya dizmek,
- Günlük aktiviteler esnasında yüksek sesle sayı sayma arzusu,
- Ocak ve ütü gibi eşyaları güvenlik açısında sık sık kontrol etmek.
Obsesif Kompülsif Bozukluk Neden Olur?
Bu hastalığın nedenleri henüz tam olarak bilinememektedir. Ancak genel olarak genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin, hastalığın gelişmesinde etkili olduğu düşünülmektedir. Genellikle bireylerin aile, iş veya sosyal yaşantısında çok fazla stresli olması obsesif kompülsif bozukluk geliştirme riskini artırmaktadır. Bununla birlikte daha önce yaşanmış olan kötü, travmatik bir deneyim (cinsel taciz vb.), obsesif düşünce ve eylemlere neden olabilir. Aynı zamanda yaşanan ani ve derin üzüntüler, kayıplar gibi kişide yoğun duygu değişimleri yaratan her türlü deneyim, bu hastalığa neden olabilmektedir.
Bunların yanında bazı biyolojik faktörler de obsesif kompülsif bozukluğa neden olmaktadır. Vücutta salgılanan seratonin hormonunun azlığı gibi bir durumda obsesyon ve kompülsiyon gelişme riski de artmaktadır. Beyinde gerçekleşen seratonin dengelerindeki bozukluk, beynin planlama ve sağ duyu ile alakalı bölümlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Seratonin düzeyindeki değişimin gebelik döneminde anneden bebeğe geçmesi halinde, ilerleyen zamanlarda o bireyde obsesif kompulsif kişilik bozukluğu gelişmesi genetik olarak algılanmaktadır. Bunların yanında yapılan bazı araştırmalar, streptokok adı verilen bakterinin neden olduğu enfeksiyonel hastalıklar sonucu da kişide obsesyon ve kompülsiyon gelişmesi ihtimali olduğunu ortaya koymuştur.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Çeşitleri
OKB çeşitleri olarak anılan türler, yukarda saymış olduğumuz temizlik, güvenlik vb. gibi çeşitli konular hakkında duyulan korku ve endişeleri içermektedir. Tekrar etmek gerekirse, genel olarak bilinen en yaygın obsesif kompülsif bozukluk çeşitleri şunlardır:
- Bulaşma obsesyonu ve temizlik kompülsiyonu,
- Sayma kompülsiyonları,
- Biriktirme / saklama kompülsiyonları,
- Simetri-düzen obsesyon ve kompülsiyonları,
- Kuşku obsesyonu ve kontrol kompülsiyonu,
- Elinde olmadan başkalarına zarar verecek derecede saldırgan davranışlarda bulunmak,
- Cinsel obsesyonlar,
- Uğurlu uğursuz sayılar, batıl inançlar gibi olgular da obsesif kompülsif bozukluklar arasında yer almaktadır.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Tanısı
Bu hastalığın şikayetleri ile bir psikiyatri uzmanına başvurduğunuzda öncelikle doktorunuz sizinle detaylı bir görüşme yapar. Bu görüşmede yaşam konforunuzu olumuz etkileyen takıntı ve düşünceleriniz hakkında kesin tanı koymaya yarayacak, sahip olduğunuz düşünce, davranış ve duygu kalıplarınızı kapsayan konular yer alır. Hatta izninizin olması halinde yakın çevrenizdeki insanlarla da doktorunuz detaylı bir görüşme yapar. Bu görüşmelerin sonunda hakim, tüm tanısal kriterleri göz önünde bulundurarak obsesif kompülsif bozukluk hastası olup olmadığınızı belirleyebilmektedir.
Bunların yanında obsesif kompulsif kişilik bozukluğunu teşhis etmek bazı durumlarda çok zorlaşmaktadır. Bunun nedeni çoğunlukla obsesyon ve kompülsiyon şikayetleri depresyon, anksiyete bozukluğu ve şizofreni gibi diğer psikolojik rahatsızlıklarla benzer özellikte olmaktadır. Aynı zamanda hastalar bazen obsesif kompülsif bozuklukla birlikte altta yatan başka bir psikiyatrik hastalıklar da sahip olabilmektedir. Tüm bu kriterler göz önünde bulundurularak doğru teşhisi koyacak kişi, alanında deneyimli ve uzman bir psikiyatristtir. Bu nedenle başvuracağınız doktorun deneyimi ve uzmanlığı hakkında bilgi sahibi olmanız, teşhisin doğruluğuna güvenebilmeniz açısından büyük önem taşımaktadır.
Obsesif Kompülsif Bozukluk Tedavisi
OKB’nin kendiliğinden iyileşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle belirtileri fark etmeye başladığınız anda bir uzmana başvurmanız gerekmektedir. Ne kadar erken müdahale edilirse hastalıkla mücadele etmeniz o kadar kolay olur. İyileşme şansı da aynı oranda artmaktadır. Bununla birlikte hastalığın ciddiyetine bağlı olarak bazı kişilerde tedavi süresi daha uzun olabilmektedir. Ancak düzenli olarak uygulanan tedavi pratiklerinin sonucunda hastaların büyük bir kısmında iyileşme olduğu kaydedilmiştir. Bu sebeple tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli konu, psikoterapi seanslarına aksatılmadan gidilmesi ve doktorun reçete ettiği ilaçların düzenli olarak alınmasıdır.
Obsesif kompülsif bozukluk tedavisinde genel olarak uygulanan iki temel yöntem bulunmaktadır. Bunlardan biri psikoterapiler, diğeri ise ilaç tedavileridir. Çoğunlukla tedaviler, bu ikisinin kombinasyonu ile sürdürülmektedir.
Psikoterapi
Bilişsel davranışçı terapi desteği hastalara büyük ölçüde rahatlama sağlamaktadır. Bu terapide hastalar takıntılı oldukları ve endişe duydukları o düşünceye maruz bırakılmaktadır. Ardından bununla nasıl başa çıkabileceği ile ilgili çeşitli düşünsel ve davranışsal öğretiler sunulur. Bu seanslarda hastalar, kendilerini yapmak zorunda hissettiği tekrarlayıcı hareketlere karşı direnmenin yollarını öğrenirler. Maruz kalma ve tepkiyi önlemeyi içeren terapilerin uygulama sıklığı çok önemlidir. Hastaların hiç ara vermeden doktorun belirlediği tarihlerde terapiye gitmeleri gerekmektedir. Çünkü bu hastalıkta tedavi süreçleri bir bütün olarak çalışmaktadır. Yani, oluşturulan zincirden bir halkanın bile ıskalanmaması gerekir ki, tedavi başarıya ulaşsın.
Bunlarla birlikte terapiler hali hazırda ilerlerken zaten yaşanacak olan rahatlama, yerini daha dingin bir iyileşme sürecine bırakacaktır. Uzman hekimlerin kontrolü altında ve düzenli oalrak alınan terapiler obsesif kompülsif bozukluk hastalarında büyük ölçüde iyileşme sağlamaktadır.
İlaç Tedavisi
Doktorunuzun reçete edeceği psikiyatrik ilaçlar, obsesyon ve kompülsiyonları kontrol etmede çok fazla fayda sağlayacaktır. Bununla birlikte çok yaygın olarak ilk etapta hafif antidepresanlarla ilaç tedavisine başlanır. Hastalığın ciddiyetine ve tedaviye alınan cevaba bağlı olarak ilaçlar değiştirilebilir veya dozu artırılabilir. Ancak tüm bunların kontrolü, başvurduğunuz uzman psikiyatrist tarafından sağlanmaktadır.
Bunların dışında ilaç ve bilişsel terapilere cevap alınamayan durumlarda hastalara beyin cerrahisi ya da elektrokonvulsif terapi uygulanmaktadır. Elektrokonvulsif tedavide hastanın başına elektrotlar takılır ve belli bir akımda elektrik şoku verilir. Bu şekilde nöbetler oluşturulmaktadır. Oluşan nöbetler, beyindeki nörotransmitterlerin salgısını artırarak hastalık üzerine etki sağlar. Düzenli olarak yapılan tedavilerin ardından hastaların büyük bir çoğunluğu, normal yaşamlarına geri dönmektedir.
Sık Sorulan Sorular
Obsesif kompülsif bozukluk ne demek?
Obsesif kompülsif bozukluk, obsesyon olarak adlandırılan sürekli tekrarlayan düşüncelere sahip olmak ve bu düşünceden kurtulmak için kompulsiyon adı verilen devamlı tekrar eden davranışlarda bulunmakla karakterize psikolojik bir rahatsızlıktır. Halk arasında takıntı hastalığı olarak anılmaktadır. Obsesyonlar, yani kişinin zihninden atamadığı düşünceler genellikle istem dışı bir şekilde gelişmektedir. Obsesif insanların bir çoğu bu düşüncelerin veya dürtülerin mantık dışı olduğunun farkındadır. Ancak buna rağmen o düşüncelerin zihninde yer almasına engel olamaz.
OKB hastaları zeki mi?
Obsesif kompülsif bozukluğu bulunan kişilerin zeka düzeyleri bu hastalıktan etkilenmemektedir. Yani, bu kişilerin zekaları normal toplum normlarındadır. Farklı veya diğer insanlardan daha üstün zekalı olmaları gibi bir durum söz konusu değildir.
Obsesif kompulsif bozukluğu olanlar ne yapmalı?
Öncelikle takıntılı düşüncelerin fark edilmesi ile birlikte bu hastalıktan kaçmaya çalışmak yapılmaması gereken en önemli davranışlardan birisidir. Takıntıları yok saymaya çalışmak veya durdurmayı denemek, kişide rahatlamanın aksine daha sıkıntılı ve endişeli bir hal yaratır. Bu nedenle obsesif bireylerin takıntılı düşüncelerinin fark ettikleri anda bir uzmandan yardım alması gerekmektedir. Erken teşhis hem tedavi sürecini kısaltır hem de bu süreçte hastanın takıntıları ile daha kolay mücadele etmesini sağlar.