Tiroid Bezi
Tiroid bezi nedir? Tiroid bezi ismi özünde latincedir ve savaş kalkanı adını taşımaktadır. Kimi sözlüklerde kalkan bezi olarak da isimlendirilmiş olsa da, görüntüsü gerçekte kelebeği andırmaktadır. Tiroit bezi denilen organ, erkeklerde adem elması olarak anılan çıkıntının hemen altında yer almaktadır. Çenenin ortalama 4 parmak aşağısı olarak belirtilebilir. Aynı zamanda soluk borusunun sağ ve sol tarafında ve biraz da önünde bulunur. Sağ ve sol tarafta olan bölümler için sağ tiroid ve sol tiroid denilmektedir. Tiroiz bezinin temel görevi, T3 ve T4 adındaki hormonların üretilmesidir. Üretilen bu hormonlar kana salınır ve kanda yeterli seviyede olduğu taktirde bedenin tüm temel sorumlulukları ve fonksiyonları yerine getirilir. Bu hormonlar aynı zamanda kontrol görevini de yürütürler.
TSH Nedir
TSH, hipofiz bezinin ön bölümündeki hücreler tarafından salgılanan, glikoprotein bir yapıya sahip olan hormon olarak karşımıza çıkar. TSH nedir diye sorulacak olur ise, T3 ve T4 hormonlarının üretim ve salınım süreçlerindeki biyokimyasal düzenlemeleri yapan hormon yanıtı verilebilir. Tiroit hastalıkları tanı ve teşhis sürecinde TSH değerleri çok mühimdir. TSH seviyeleri gün içerisinde farklılıklar gösterebilir. Herhangi bir sağlık sorunu olmayan bireylerde, özellikle uyku öncesi dönemde yükseliş gösterebilir. Sabahın erken saatlerine doğru ulaşabileceği en üst seviyeye çıkar. İlerleyen saatlerde ise düşüşe geçer. Özellikle öğlen saatlerinde en düşük seviyesini yaşar.
TSH Yüksekliği
TSH yüksekliği, kanda bulunan tiroid hormon seviyelerinin az olmasını ve bezin beyin tarafından uyarıldığı halde, işlemlerin tam olarak yerine getirilemediğini ortaya koyar. Hipotiroidi olarak isimlendirilen bu hastalık, bütün bedeni etkilemektedir. İlk dönemlerinde belirgin bulguları ve belirtileri olmayan bu hastalık, zaman içerisinde ilerleme kaydeder. TSH yüksekliği ile birlikte obezite, eklem ağrıması, kısır olma ya da kalp hastalıkları ortaya çıkabilir. Depresyona giren hastalar görülebildiği gibi, hafıza zayıflaması gibi problemler de doğabilir. Saçların zayıflaması ve dökülmesi, adet düzensizlikleri gibi sonuçlar da doğabilir. Hastalığın ilerlemesine rağmen uzun süreler tanı koyulmayan ve tedavi edilmeyen hastalarda nadiren de olsa miksödem görülebilmektedir. Bu hastalarda çizgili kaslarda, kalp kaslarında ve deride sıvı toplanması oluşabilir.
Tiroid Hastalıkları
Tiroit hastalıkları kendi içerisinde iyi huylu ve kötü huylu olarak bölümlere ayrılabilirler. Bunun sebebi, çeşitli hastalıkların zaman içerisinde birlikte ortaya çıkabilmeleridir. Hastalıkla yüzleşen hastaların merak ettiği çeşitli sorular vardır. Bu sorular tiroid neden olur ve tiroid hastalığı nedir gibi sorular olarak karşımıza çıkar. Bu soruların yanıtını verebilmek için öncelikle iyi huylu ve kötü huylu tiroid hastalıkları hakkında bilgi sahibi olmak gerekmektedir.
İyi Huylu Tiroid Hastalıkları
İyi huylu tiroid hastalıkları özünde tiroidin büyümesi olarak tanımlanabilir. Sıklıkla guatr olarak anılır. Büyüme dediğimiz olgu, tiroid bezinin bir veya daha fazla noktasında, trioidin içerisinde ya da dışarısında oluşabilmektedir. Büyüme, yumrulaşma ya da tomurcuklanma şeklinde tanımlanabilir. Yumrulaşmanın olduğu bölüme tiroid nodülü ya da trioid nodül adı verilir. Büyümüş bir tiroit bezine ise nodüler guatr ismi verilmektedir. Bir adet nodülü olan guatrın ismine tek nodüllü guatr, birden çok nodül bulunuyorsa da multinodüler guatr adı verilmektedir. Göğüs boşluğu içerisine doğru bir büyüme eğilimi gösteren guatra ise substernal guatr ismi koyulmuştur.
İşlevsel Bozukluklar
İyi huylu tiroid hastalıkları içerisinde işlevsel bozukluklar da yer almaktadır. Özetle açıklamak gerekir ise, trioidin gereğinden çok hormon üretmesi durumu söz konusu olabilir. Tiroid değerleri dengesizdir. Bu da zehirli guatr ya da hipertiroidi olarak anılmasına neden olur. Öte yandan, trioidin az hormon ürettiği durumlar da söz konusudur. Buna da hipotiroidi adı verilmiştir. Guatr hastalarının büyük bir bölümünde işlevsel bozukluklar görülmez. Az da olsa, kimi guatr hastalarının işlevsel bozukluklar yaşadıkları da görülebilmektedir.
Haşimato Tiroid
Tiroid iltihabı, iyi huylu tiroid hastalıkları içerisinde yer almaktadır. Bu tarz iltihap problemi yaşayan hastalarda guatr olabilmektedir. Haşimato tiroid hastalığı, tiroid bezinin bağışıklık sistemi tarafından düşman ilan etmesiyle ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi, tiroid bezi ile mücadele etmeye başlar. Bu grup hastalarda işlevsel bozukluklar da görülmektedir.
Kötü Huylu Tiroid Hastalıkları
Kötü huylu tiroid hastalıkları, genellikle tiroid kanseri adıyla anılmaktadır. Kanserli tiroid ne demek diye sorulduğu zaman, sıklıkla tiroide bağlı hücrelerin kanserlenmesi akıllara gelmektedir. Özünde dört farklı tiroit kanseri çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan ilk iki tipi papiller ve folliküler olarak adlandırılır ve tiroit bezi hücrelerinin kanser olmasına bağlı gelişir.
Guatr Nedir
Tiroit bezinin beklenmedik biçimde büyümesi durumuna guatr adı verilmiştir. Peki, guatr nedir? Guatr, çok çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Şekli, insandan insana değişiklik göstermektedir. Nodülsüz büyümelerde her iki bez tarafı da eşit şekilde büyüme göstermektedir. Tiroidin yüzeyi ise düzleşmiş ve yumuşaklaşmıştır. Tiroid nodülü, ise büyüyen tiroid bezinin içerisinde yumrulaşmaların olduğu durumlar için söylenir. Yüzeyi boğum ve tümsekler kaplar.
Nodülsüz Guatr
Nodülsüz guatr hastalığı, tiroid glandının bedenimiz adına olması gereken seviyelerde hormonların üretilmemesi ile birlikte görülmektedir. Bedende üretilen tiroid hormonları düşüş gösterdiği vakit, beyin tarafından tiroid bezi harekete geçmesi yönünde uyarılır. Bu uyarılar da tiroid bezinin yetersizliğini gösterir ve tiroid hücreleri daha çok çoğalmaya ve büyümeye başlar.
Nodüler Guatr
Beynin gönderdiği sinyaller zaman zaman tiroidin içerisindeki bazı hücrelerin daha fazla büyümesine ve çoğalmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla trioidin içerisindeki bazı bölgeler daha fazla büyür. Bu büyümeler yumru şeklindedir. Nodüler guatr adını alır.
Guatr Belirtileri
Her guatr hastalığı belirti göstermeyebilir. Fakat genel olarak guatr belirtileri şu şekildedir:
- Soğuk algınlığına bağlı olmayan öksürük
- Yutkunma zorlukları
- Nefes problemleri
- Boyun bölgesinde şişme
Boyun bölgesinde şişme belirtisi erkeklerde özellikle traş olurken, kadınlarda ise makyaj yaparken net bir şekilde anlaşılabilir. İlerleyen büyümeler dışarıdan bakıldığında bile görülebilir. Bunun yanında, kilo kaybı, sinir ve uyku problemleri de gözlemlenen tiroid belirtileri arasındadır.
Trioid Testi
Tiroid testi süreçlerinde endokrinoloji, radyoloji, nükleer tıp ve patoloji bölümleri birlikte hareket eder. Tiroid nodülleri ultrasonıgrafi sayesinde gözlemlenir ve kanser riskinin olup olmadığı belirlenir. Öte yandan da, nükleer tıp ünitesince sintigrafik incelemeler gerçekleştirilir. Kandaki tiroid düşüklüğü veya tiroid yüksekliği ayrımı bu noktada yapılır. Riskin bulunmadığı küçük nodüllerde, çeşitli tiroid ilacı türleri kullanılarak, tedavi ve takip süreci yürütülür. Öte yandan nodüllerde kanser araştırmalarında ince iğne biyopsisi adı verilen yöntem de sıkça uygulanır. Bu süreç, tecrübeli bir genel cerrah, girişimsel radyolog ve patolog ile beraber yürütülmektedir. Gerekli durumlarda ameliyat esnasında da bu birimler bir araya gelerek birlikte hareket edebilirler.
Hipertiroidi
Bezin kendi kendine, tiroid hormonu seviyesinden bağımsız olarak çalışmasına ve vücudun ihtiyacının fazlası seviyelerde hormon üretmesine hipertiroidi adı verilmektedir. Hipertiroidi sık görülen bir problemdir. Organların çalışması hızlanır. Buna bağlı olarak ellerin titremesi, çarpıntı yaşanması, sıcağa tahammülsüzlük, sinir hali, heyecan, duygusallık, kilo verme, terleme, saçların dökülmesi, ishal olma, gözlerde şişlik gibi belirtiler ortaya çıkar. Bunun yanında kuvvet kaybı, adet düzensizlikleri gibi belirtileri de vardır. Menopoz dönemindeki kadınlarda biraz daha sık görülebilir.
Hipertiroidi Tedavisi
Hipertiroidi tedavisi sürecinde ilk olarak hormon dengeleri yeniden sağlanmaya çalışılır. Bunun için de çeşitli tiroid ilacı tedavileri uygulanabilir. Bu süreçte az da olsa hormonların dokulara etkisini azaltan ilaçlar kullanılabilir. Fakat, genel olarak hormon üretimini azaltan ilaçlardan faydalanılır. Nodül olmayan hipertiroidi tedavilerinde önce hormon dengesi sağlanır, ardından cerrahi tedavi ya da nükleer tıp ünitesi tarafından atom tedavisi yani radyoaktif iyot tedavisi yapılır. Nodüllü durumlarda ise tek ve net tedavi yöntemi cerrahidir.
Hipotiroidi
Tiroidin olması gerekenden eksik çalışması durumuna hipotiroidi adı verilmektedir. Genel belirtiler, yorgunluk, halsizlik, konsantrasyonda azalma, kabızlık ve soğuk havalara karşı genel dayanıksızlık olarak görülür. Zaman zaman cilt kuruluğu, cilt üzerinde kabarıklıklar, turuncu renkli cilt gibi dermatolojik hastalık sanılan sorunlar da, hipotiroidi sebebiyle oluşabilmektedir. Bu tarz belirtilerden şikayetçi olan hastaların bir endokrinoloji uzmanına görünmesinde yarar bulunur. Hipotiroidin en çok karşılaşılan nedeni, henüz teşhis koyulmayan haşimato tiroid hastalığı olabilmektedir. Bu hastalık özünde önce guatr ile görülür ve zamanla tiroit bezinde küçülme yaşanır. Küçülmeye bağlı olarak da hormon yetersizliği oluşur.
Tiroid Ameliyatı
Tiroid ameliyatı, tıp dünyasında tiroidektomi adıyla anılmaktadır. Bu ameliyat, hastalığın türüne ve şiddetine göre tek taraflı ya da hem sağ, hem de sol tarafa aynı anda uygulanabilmektedir. Tiroit ameliyatı esnasında zaman zaman boyun bölgesindeki lenf bezleri de alınabilmektedir. Ameliyatlarda görülebilen en önemli sıkıntılardan birisi, ses tellerine ulaşan sinirlerin yara almasıdır. Bu durum konuşmada problemler oluşturabilir. Bu durum seviyesine göre kalıcı ya da geçici olabilir. Geçici konuşma problemi çoğu zaman ortalama 1 ay içerisinde düzelir. Kalıcı problemler ise yaşam boyu devam eder. Tiroidle komşu olan ses telleri sinirlerinin ameliyat esnasında dikkatlice korunması gerekmektedir. Deneyimli hekimler tarafından gerçekleştirilen tiroit ameliyatı ile ses telleri genellikle zarar görmemektedir. Modern teknolojinin imkanlarıyla birlikte sinir monitorizasyonu tekniğiyle ses sinirleri ameliyat esnasında gözlenebilir ve korunabilir.
Tiroid Ameliyatı Sonrası
Hipotiroidi oluşumunda bir diğer önemli etken de ameliyat olmaktadır. Tiroid ameliyatı sonrası alınan parça nedeniyle hormon seviyeleri düşer. Bu da hipotrioidi oluşumuna neden olur. Radyoaktif iyot tedavisi yapılan hastalarda da bezin hasar görmesi sonucunda hormon salgılama seviyeleri düşer ve hipotiroidi görülür. Yine tedavi süreçlerinde kullanılmış olan ilaçlar sebebiyle hipotiroidi görülebilmektedir.
İyot (Atom) Tedavisi
Toplum tarafından atom tedavisi olarak da isimlendirilen iyot tedavisi, özellikle tiroit bezinin fazla çalıştığı durumlarda ya da ameliyat sonrası süreçte yapılmaktadır. Ağız bölgesinden vücuda alınan radyoaktif iyot, önce mide ve bağırsak sistemi tarafından emilir. Ardından, tiroidin hücreleri tarafından yakalanır. İyot, tiroidin hücrelerini tahrip eder ve büyümeyi durdurur. Tiroit bezinin büyümesi ya da yoğun çalışması durumlarında iyot (atom) tedavisi en uygun tedavi olmaktadır. Uygulanan radyoaktif iyot tedavisinde doz düşüklüğü nedeniyle hastanın günlük yaşamına devam etmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.
Tedavi Sonrası
Düşük seviyelerde radyoaktif iyot (atom) tedavisi alacak olan hastaların, ilaçlarını kullanmadan ve yemek yemeden önce hastaneye gitmeleri önemlidir. Öte yandan tedavinin daha net ve kararlı olabilmesi açısından hastaların, balık, kabuklu deniz ürünleri ve iyotlu tuz içeren yiyeceklerden uzak durması büyük önem taşır. Ayrıca, içerisinde iyot bulunduran ilaçların da tedavi öncesi süreçte bırakılması faydalı olacaktır. Tedavi sonrası hastanın günlük yeme içme alışkanlıklarına tekrar başlamasında bir sakınca bulunmamaktadır.
Yan Etkileri
İyot tedavisi sonrası az da olsa yan etkiler görülebilmektedir. Bu yan etkiler nadiren de olsa mide bulanması ve tükürük bezi iltihaplanması şeklinde karşımıza çıkar. Bol bol su içmek, limon tüketmek ve sakız çiğnemek, yan etkilerin bitmesini sağlar. Hamile insanların ve diyaliz hastalarının iyot tedavisi alması uygun görülmemektedir.
Tiroid Kanseri
Tiroid kanseri sık görülmemektedir ve olması durumunda da diğer kanserlere göre çok daha basit ve kolay ilerleme kaydedilen bir kanser türüdür. Tiroid kanseri teşhisi koyulan hastalarda ilk adım kesinlikle cerrahi olmaktadır. Cerrahi operasyonun ardından tedavi süreci radyasyon ve ilaçlarla birlikte götürülür. Ameliyat esnasında eğer kanser, lenf düğümüne kadar ilerlemiş ise, bütün tiroit bezi alınabilmektedir. Bu ameliyatlarda bezin bütünün alınması sıklıkla tercih edilen yöntemdir. Bu teknik, hastalığın bir daha yaşanma ihtimalini azalttığı, radyoaktif tedaviye iyi bir zemin hazırladığı ve doktorlar tarafından gözlemin daha rahat yapılabilmesini sağladığı için en çok tercih edilen tekniktir. Radyoaktif iyot tedavisi ise, ameliyattan yaklaşık bir buçuk ay sonra yapılmaya başlar. Kanser teşhisi koyulan hastalara yüksek seviyelerde radyoaktif iyot uygulanmasının sebebi, ameliyattan sonra kalabilecek olan tiroit dokusundaki olası kanser ilerlemesinin de tamamen önünün kesilmesidir.
Tiroid Kanseri Belirtileri
Bu kanser genellikle otuzlu yaşlarda ve 60 yaşını geçmiş insanlarda görülmektedir. Kadınlarda, erkeklere göre iki ile üç kat arasında daha fazla gelişme görülmektedir. Tiroid kanseri belirtileri ise şu şekilde sıralanabilmektedir:
- Boyun bölgesinde şişme
- Boyun bölgesinde bir yumru hissi
- Boyun bölgesinde ağrı ve kulak ağrısı
- Ses kısılmaları ya da değişiklikleri
- Yutkunma problemleri
- Nefes problemleri
- Kronik öksürük
Bu belirtilerden bir ya da bir kaçı var ise mutlaka tecrübeli bir doktora görünülmelidir. Bu belirtiler aynı zamanda başka kanserlerin de belirtileri olabilir.
Tedavi Süreci
Kanserin tedavi süreci Ataşehir Avicenna Hastanesi tarafından sağlabilmektedir. Tedavi sürecinde özel donanımları olan odalara ihtiyaç duyulur. Bu odalar sayesinde radyoaktivitenin çevreye yayılması engellenir. Hastalar oda içerisinde istedikleri gibi hareket edebilirler. Gün gün hastaların vücutlarındaki radyoaktivite seviyesi ölçümlenir. Taburcu olmakta bir sıkıntı görülmüyorsa, hastalar evlerine gönderilir. Ev yaşamında da hasta, gerekli önlemlere uyarak yaşamaya devam eder. Hastalar rutin olarak kontrol için çağırılır. Tedavi süreci esnasında ameliyat ile bezini aldıran hastalar, yaşamları boyu gereken hormonları ilaçlar yardımıyla vücutlarına alırlar. Tedavi süreci disiplinlerarası yürütülür.
Kanser Çeşitleri
Tiroid kanserinin 4 çeşidi bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanır:
- Papiller Karsinom: En çok görülen kanser türüdür. 10 tiroit kanseri hastasının 8’i bu kansere yakalanmıştır. Yoğunlukla 40 yaş altındaki kadınlarda ortaya çıkar
- Foliküler Karsinom: Hemen hemen her 10 vakadan 1’inde görülmektedir. Orta yaş grubunda gözlemlenir
- Medüller Tiroid Karsinomu: 10’da 1’den az hastada görülür. Genetik kalıtımsal olarak ortaya çıkabilir.
- Anaplastik Tiroid Karsinomu: En tehlikeli tiptir. 50’de 1 gibi bir oranla, çok nadir görülür. Sıklıkla 60 yaş insanlarda görülmektedir.