Amfizem, genellikle uzun yıllar sigara kullanımına bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Bu hastalıkta akciğerlerdeki hava kesecikleri zarar gördüğünden çok zor nefes alınır. Amfizemi olan çoğu insanda aynı zaman da bronşit de görülmektedir. Bu ikisi yani amfizem ve kronik bronşit, KOAH’ı ( Kronik obstrüktif akciğer hastalığı) meydana getirmektedir. Tedavisi ise, tamamen KOAH’ın ilerlemesini durdurmaya yöneliktir.
Amfizem Nedir?
Akciğer dokusunun ve içindeki hava keseciklerinin kalıcı olarak ve anormal bir şekilde genişlemesi ile ortaya çıkan kronik akciğer hastalığı amfizem olarak adlandırılmaktadır. Alveoller, diğer adıyla hava kesecikleri solunum yoluyla alınan oksijeni kan dolaşımına aktaran küçük yapılardır. Bu hava keseciklerinin zarar görmesi ile birlikte akciğerlerde gerçekleşen rutin hava değişimi de bozulmaktadır. Bu nedenle amfizemli bireylerde özellikle egzersiz esnasında çok fazla solunum güçlüğü çekilmektedir.
Amfizem, akciğerlerde geri dönüşü olmayan zarara neden olmaktadır. Doğal olarak tedavide esas amaç, hastalığın daha fazla ilerlemesini durdurmak ve semptomları azaltmaya yöneliktir.
Amfizem Türleri
Amfizem, akciğerde etkilenen bölüme göre farklı alt türlere ayrılmaktadır. Genel olarak bu hastalık üç türde görülmektedir:
- Paraseptal Amfizematöz: Akciğerin en kenarında bulunan alveollerin etkilendiği durumdur. Akciğerin iç zarında ve lobüller arasındadır. Müdahale edilmediği takdirde spontan pnömotoraks olarak adlandırılan akciğerin kendiliğinden sönmesi durumuna sebep olmaktadır.
- Sentrilobüler Amfizem: Alveollerin hemen önünde bulunan respiratuar bronşiyol adı verilen bölgede oluşmaktadır. Bu türde genel olarak alveoller etkilenmez. Sigara tüketimi ile en çok ilişkili olan türdür. Sıklıkla akciğerin üst kısmında görülmektedir.
- Panlobüler Amfizem: Bu türde genellikle akciğerin hem paraseptal hem sentrilobüler kısımları birlikte etkilenmiştir. Akciğerin alt loblarında, özellikle ön kenarlarında ve bazal segmentlerde sıklıkla görülmektedir.
Amfizem Belirtileri
Bu hastalığa sahip kişilerde, solunuma yardımcı olan kaslar normalden çok daha fazla çalışmaktadır. Bu sebeple çabuk yorulmaktadırlar. Dolayısıyla hastalar özellikle egzersiz yaparken çok fazla solunum problemi yaşamaktadır. Sigara içen bireylerde bu akciğer hastalığının başlangıcı ortalama 45-60 yaşlarında olmaktadır. Bununla birlikte akciğerlerde hasar çok önceden başlamıştır. Ancak belirtiler yıllar sonra ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda akciğerlerdeki hava kaçaklarının cilt altına doğru ilerlemesi sonucu cilt altı amfizemi de meydana gelebilmektedir.
Sağlıklı bir insan vücudunda bile yaş ilerledikçe akciğer kapasitesinde daralma görülmektedir. Bu durumda sigara tüketen bireylerde normal olan daralmaya ek olarak gelişen akciğer hastalığı, daha ciddi sorunlara yol açabilir. Bununla birlikte hastalığın erken ve ileri evresinde görülen belirtiler farklılık göstermektedir.
Erken evrede görülen belirtiler:
- Hırıltılı solunum,
- Göğüste sıkışıklık hissi,
- Ağrı.
İleri evre amfizemde görülen belirtiler:
- İştahsızlık,
- Uyku problemleri,
- Yorgunluk,
- Nefes darlığı,
- Dudaklarda veya tırnaklarda morarma,
- Nüks eden akciğer enfeksiyonları,
- Baş ağrısı.
Amfizem Nedenleri
Yukarda da belirttiğimiz üzere bu hastalığın ana nedenlerinden biri sigara kullanımıdır. Bununla birlikte solunum yollarını tahriş edecek her türlü hava koşullarına uzun süre maruziyet durumu bu hastalığın oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Genel olarak bilinen nedenler ise şu şekildedir:
- Tütün kullanımı veya tütün içilen yerlerde bulunmak,
- Madde kullanımı,
- Hava kirliliği,
- Kimyasal dumanlar,
- Toz,
- Genetik yatkınlık.
Çok nadiren akciğerlerdeki elastik yapıyı koruyan proteinlerin kalıtsal olarak eksikliğinden dolayı bu hastalık meydana gelebilir. Kaynağının protein eksikliği olduğu tespit edilen amfizemler, alfa-1-antitripsin eksikliği olarak adlandırılmaktadır.
Cilt Altı Afizem
Cilt altındaki dokularda hava veya gaz bulunması ile karakterize bir hastalıktır. Akciğerdeki hava kaçağının cilt altına doğru ilerlemesi sonucu ortaya çıkar. En önemli nedenlerinden bazıları; kot kırığı, akciğer parankim dokusunun yaralanması ve özofagusta meydana gelen travmalardır. Bununla birlikte oral, dental veya nazal olarak yapılan yanlış uygulamalara bağlı olarak da gelişebilmektedir. Ayrıca bu hastalık kendiliğinden de ortaya çıkabilir. Ancak ağırlıklı olarak KOAH’lı hastalarda ve trafik kazalarında meydana gelmektedir.
Amfizem Tanısı
Akciğer amfizemi olup olmadığınızı anlamak için öncelikle doktorunuz, detaylı bir fizik muayene yapacak ve ardından tıbbi öykünüzü alacaktır. Bunun ardından farklı testler yapılarak hastalığınızın olması halinde kesin tanı konulur. Amfizemi tanılamak için yapılan bazı testler şunlardır:
- Görüntüleme Testleri: Bu testler arasında genellikle Akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi (BT) bulunmaktadır. Ancak erken evre akciğer amfizeminde bazen röntgen temiz çıkabilmektedir. Bu durumlarda bilgisayarlı tomografi ile çekim yapılarak ayrıntılı görüntüleme yapılmaktadır. BT taramaları amfizem teşhisinde kullanılan yaygın testlerden biridir.
- Laboratuvar Testleri: Yapılacak olan kan testleri ile akciğerlerdeki oksijen miktarı ve bu oksijenin transferi ile ilgili bir problem olup olmadığı anlaşılabilmektedir.
- Akciğer Fonksiyon Testleri: Bu testlerle genel olarak akciğer aktivitesi ölçülmektedir. Aynı zamanda kan dolaşımına transfer edilen oksijenin de yeterli olup olmadığı buradan anlaşılabilir. Yaygın olarak kullanılan akciğer fonksiyon testlerinden biri Spirometri adı verilen tıbbi bir cihazla yapılan testlerdir.
Risk Faktörleri
Amfizem geliştirme riskini arttıran bazı faktörler arasında pasif içici olmak, duman veya toza mesleki koşullardan dolayı uzun süreli maruziyet durumu, yaş ve tütün kullanımı bulunmaktadır. Pasif içici tanımı genellikle sigara içmeyen ancak içilen ortamda bulunan kişiler için kullanılmaktadır. Yani, akciğerlerde oluşma riskini yalnızca sigara içmek değil, devamlı içilen ortamlarda bulunmak da artırmaktadır. Bununla birlikte mesleki koşulları gereği toz veya dumanı solumak zorunda kalan bireyler de risk grubunda yer almaktadır. Örneğin, hayvancılıkla uğraşan veya taş, kaya, kum işlerinde çalışanlar bu gruba girmektedir.
Yaş faktörü de bu hastalık için risk teşkil eden faktörlerden biridir. Normalde akciğerde hasar, çok erkenden meydana gelmeye başlamaktadır. Ancak belirtileri ileri yaşlarda görülmektedir. 40 ile 60 yaş arasındaki akciğerinde hasar oluşmuş bireyler, artık hastalığın semptomlarını hissetmeye başlar. Bunların yanında iç ve dış mekanlardaki hava kirliliklerine maruz kalmak zorunda olan bireyler de risk gruplarındandır. Örneğin, egzoz gazı, bacalardan çıkan dumanlar vb. gibi hava kirleticilerin çok olduğu yerlerde akciğerlerin asar görme olasılığı fazladır. Bunun üzerine bir de sigara tüketiyorsanız, bu risk daha da artar.
Komplikasyonlar
Amfizemli bireylerde uzun vadede gelişebilecek bazı komplikasyonlar vardır. Bunlar; pnömotoraks, kalp sorunları ve ağır akciğer hastalıklarıdır. Çökmüş bir akciğer, her zaman için hayati risk oluşturur. Çünkü bu akciğerlerin işlevi çok zayıf olup, her an işlev göremez hale gelebilir. Çökmüş akciğer tıp literatüründe pnömotoraks olarak adlandırılmaktadır. Amfizemin ileri dönemde meydana getireceği en hayati komplikasyonlarından biri ise pnömotorakstır.
Amfizemli bireylerde görülmesi muhtemel olan bir diğer komplikasyon kalp sorunlarıdır. Bu hastalık, kalbi ve akciğeri birbirine bağlayan damarlarda basınca neden olabilmektedir. Bu da kalbe aşırı yük binmesine neden olarak, bir bölümünü zayıflatır. Sonuçta farlı türde kalp rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. Bunlarla birlikte bir de akciğerlerde meydana gelebilecek hastalıklar vardır. Amfizem, ileri dönemde akciğer kanseri, kronik bronşit ve KOAH‘a neden olarak çok ciddi bir hal almaktadır. Bu sebeple hastalığın belirti göstermesini beklemeden her yıl rutin sağlık muayenelerinizi yaptırmanız, erken teşhis ve tedavi bakımından büyük önem taşımaktadır. Böylece, hastalığı çok erken dönemde fark edebilir ve ilerlemesinin önüne geçebilirsiniz.
Amfizem Tedavisi
Amfizemin tamamen iyileştirilebilmesi söz konusu değildir. Bunun yerine semptomlar azaltılarak, hastalığın akciğerlerde meydana getirdiği hasarın ilerlemesi önlenir. Tedavide genel olarak kullanılan ilaçlar; bronkodilatörler, inhaler steroidler ve antibiyotikler kullanılmaktadır.
Bronkodilatörler
Bunlar özellikle KOAH ve astım tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Daralmış olan bronş ve bronşiyollerin açılmasını sağlar. Bununla birlikte bronkodilatör için hem sempatik sistem aktivasyonu hem de parasempatik sistem inhibisyonundan yararlanılmaktadır. Bronş ve bronşiyollerdeki düz kasları gevşeterek solunum yollarını açar ve hava geçişini kolaylaştırırlar. Bu ilaçlar genellikle inhalasyon (hava yolu) şeklinde uygulanmaktadır.
İnhaler Steroidler
Bu ilaçlar günümüzde solunum yolu hastalıklarının kontrolü için yaygın olarak kullanılmaktadır. Hızlı ve etkili bir şekilde solunum güçlüklerinin, özellikle egzersizle artan güçlüklerin önlenmesi sağlanmaktadır. Ancak inhaler steroidlerin sık görülen bazı yan etkileri vardır. Bunlar genel olarak; ses kısıklığı ve üst solunum yolu irritasyonuna bağlı öksürüktür.
Antibiyotikler
Akut bronşit veya zatürre (pnömoni) vb. gibi bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklı hastalıkların gelişmesi halinde kullanılmaktadır. Akciğer hastalıklarının tedavisinde de steroidler ve bronkodilatörlerin yanında enfeksiyon riskini ortadan kaldırmak veya var olan enfeksiyonu gidermek için uygun dozlarda antibiyotik tedavi yapılmaktadır.
Amfizemli hastalarda medikal tedavilerin yanında daha rahat nefes almalarını sağlayacak bazı terapiler de uygulanmaktadır. Bunlar sırasıyla şu şekildedir:
Akciğer Rehabilitasyonu
Uzun süreli solunum yolu hastalıkları için tercih edilen bir terapi yöntemidir. Pulmoner rehabilitasyon olarak da bilinen bu terapi, hastaların nefes darlığı ile nasıl başa çıkabileceklerini öğrendikleri bir programı kapsamaktadır. Seanslarda hastalara doğru nefes alma teknikleri öğretilerek, egzersiz yapması sağlanır. Aynı zamanda bu terapilerle birlikte hastalar kendilerini çok daha güçlü hissetmektedir. Bu sayede hastalıkla başa çıkmaları da daha kolay olmaktadır.
Beslenme Terapisi
Hastaların sağlıklı beslenmeleri adına düzenlenen bir terapidir. Özellikle hastalığın erken dönemlerinde birçok hasta ideal kilosunun çok üzerinde olmaktadır. Doğal olarak kilo vermeleri gereken bir süreç başlar. Bununla birlikte ileri evrelerde ise ani kilo kayıpları görülmektedir. Tüm süreçler için gerekli olan sağlıklı beslenme önerileri bu terapilerle uygulamaya dökülmektedir.
Oksijen Desteği
Bu tedavi yöntemi genellikle iler evre amfizemlere yapılmaktadır. Bu evrede hastaların oksijen düzeyi çok düşük olduğu için desteğe ihtiyaç duyarlar. Hatta bir çoğu 24 saat boyunca oksijen desteğine ihtiyaç duymaktadır. Bu hastalar için evde ve dışarda kullanabilecekleri oksijen cihazları temin edilir.
Tüm bu tedavilerin yapılmasına rağmen durumu kötüye giden hastalar için doktorlar genellikle bazı cerrahi tedaviler önerebilmektedir. Bunlardan en sık yapılanı, akciğer kapasitesini küçülten amfizem ameliyatıdır. Bu ameliyatla birlikte akciğerin hasarlı olan dokusu tamamen çıkarılmaktadır. Bu şekilde akciğerde bırakılan sağlam doku daha efektif bir halde solunuma katılarak işlev görür. Bunun dışında ikinci seçenek olarak akciğer nakli önerilmektedir. Ancak bu tedavi şekli akciğer hasarının çok ciddi boyutlara ulaştığı durumlarda tercih edilmektedir.
Amfizemi Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Bu hastalığa yakalanmamak veya yakalandıktan sonra semptomlarını azaltmak, ilerleyişini durdurmak için alınabilecek bazı tedbirler şu şekildedir:
- Sigarayı Bırakın: Sigara tüketiminin tamamen bırakılması bu hastalığı önlemek için alınabilecek en önemli tedbirlerdendir. Bu sayede hastalığa yakalanmışsanız bile ilerleyişi büyük ölçüde durur.
- Düzenli Egzersiz Yapın: Nefes darlığı yaşıyor olmanız aktif hareket etmenizi önlese de bunu yapmaktan vazgeçmeyin. Destekleyici tedavilerle birlikte düzenli ve çok yorucu olmayan egzersizler yapmanız çok önemlidir. Çünkü egzersizler, akciğer kapasitesini artırmak için çok etkilidir.
- Soğuk Havadan Korunun: Soğuk havanın her zaman için solunum yollarını daraltıcı bir etkisi vardır. Doğal olarak devamlı soğuk havaya maruz kalmak, amfizem riskini artıracağından bu konuda da bir denge sağlanması gerekir. Eğer hastalığa sahipseniz, soğuk havaya hiç çıkmamanız, çıkmanız gerekiyorsa da çok iyi korunmanız önerilir.
- Aşı Olun: Sık sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları da amfizeme neden olmaktadır. Bu nedenle özellikle risk altındaki hastaların zatürre aşısı ve grip aşısı gibi aşıları yaptırması gereklidir.
- Enfeksiyondan Korunun: Bu hastalığa sahip olan veya risk altındaki kişilerin çevrede enfeksiyonlu hastalığa sahip diğer bireylerden uzak durması çok önemlidir. Aynı zamanda sağlıklı bir beslenme programı ile bağışıklığınızı güçlü tutmaya çalışın.
Amfizem Hakkında Sık Sorulan Sorular
Amfizem hastalığı ölümcül müdür?
Yaşam konforunu ve kalitesini büyük oranda düşüren bu hastalık, ileri evrelerinde ölümcül olabilmektedir. Esnekliğini kaybeden akciğerlerin aldığı hasar, vücutta farklı hastalıkların gelişmesine de yol açar. Bununla birlikte farklı tedbirler ve tedavilerle hastalığın ilerleyişi önlenerek semptomlar azaltılabilir.
Amfizem ne demek?
Akciğer dokusunun ve içindeki hava keseciklerinin kalıcı olarak ve anormal bir şekilde genişlemesi ile ortaya çıkan kronik akciğer hastalığı amfizem olarak adlandırılmaktadır. Alveoller, diğer adıyla hava kesecikleri solunum yoluyla alınan oksijeni kan dolaşımına aktaran küçük yapılardır. Bu hava keseciklerinin zarar görmesi ile birlikte akciğerlerde gerçekleşen rutin hava değişimi de bozulmaktadır. Bu nedenle amfizemli bireylerde özellikle egzersiz esnasında çok fazla solunum güçlüğü çekilmektedir.
Amfizem kendiliğinden geçer mi?
Bu hastalık ortaya çıktıktan sonra tamamen iyileşmesi mümkün değildir. Dolayısıyla kendi kendine iyileşme gibi bir durum da söz konusu olmaz. Ancak erken müdahale edildiği ve gereken önlemler alındığı takdirde hastalığın ilerleyişi durdurulabilir.
Avicenna Hastanesi Göğüs Hastalıkları Doktorları
Göğüs Hastalıkları bölümü doktor listesi aşağıda yer almaktadır: