Parkinson Nedir?
İnsanoğlunun beyin yapısında substabsiya nigra isimli noktalar yer alır. Bu noktalar dopamin üretmekle görevli hücrelerin fazlasıyla yoğun olduğu noktalardır. Dopamin, insanın hareketlerini kontrol edebilmesini sağlayan striyatum isimli beyinsel noktaların birbirleriyle iletişim kurmasını sağlamaya yarar. Beyindeki dopamin seviyelerinin düşmesi sonucu, bu hastalığın belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Parkinson yutkunma güçlüğü, hareketlerin aritmik olması, uyumsuzluk göstermesi, titreklik ve akıcılık kaybı gibi belirtiler bunlardan başlıcalarıdır. Anne, baba veya kardeş gibi yakın ailesinde bu hastalıktan bulunan insanlar, daha fazla risk altındadır. Ailede parkinson hastası bulunan insanlarda genç yaşta parkinson belirtileri görülmeye başlanabilir.
Risk Faktörleri
Peki, parkinson kimlerde görülür? Kimler risk altındadır?
- Yaşlanma
- Ailede parkinson geçmişi olması
- Köy yaşamı, çiftlik hayatı ve kuyu suyu tüketimi
- Tarımsal ilaçlar
- Erkek olmak
- Kafa travması geçirmek
- Demir, manganezin beslenmeyle fazla alınması
- Beyaz ırk mensubu olmak
- Yoğun hayvansal yağ tüketimi
- Obezite
- Stres
Parkinsonu Önleyici Etkenler
- Nonsteroid antienflamatuar ilaçların kullanılması
- Antihipertansif ilaçların kullanılması
- Fiziksel aktivite
Parkinson hastalığıyla ilgili olarak hayvanlar üzerinden yapılan bilimsel çalışmalarda, nikotinin dopamin hücrelerini koruyarak, dopamin azalmasının önüne geçtiği ortaya koyulmuştur. Fakat, nikotin, kanser ve kalp damar hastalıklarının baş sorumlusudur. İçerisinde binlerce zehirli madde bulunmaktadır. Bu yüzden parkinsona karşı sigara kullanmak gibi bir tedavi yönteminden söz etmek bile mümkün değildir.
Parkinson Belirtileri
Nörodejeneratif bir hastalık olan parkinsonun, ilerleyişi oldukça yavaştır. Parkinson belirtileri ilk zamanlarda basit hareket aksaklıklarıyla kendisini gösterir. Dışarıdan gözlemlenebilen belirtiler, mimik kullanımının düşmesi, daha monoton konuşma tarzına geçiş, kambur bir duruş, yapılan fiziksel hareketlerin yavaşlığı, titreme ve kol ağrılarıdır. Oldukça yavaş ve gizli ilerleyen bu hastalık, ilk zamanlarda yaşlılık, depresyon veya eklem problemleri gibi algılanmasına sebebiyet verir.
Hastalığın en belirgin ilk evre belirtileri, dinlenme esnasında tek bir elin ya da tek bir parmağın titremesidir. Parkinson el titremesi ile birlikte, yürürken kolların yürümeye eşlik etmemesi de erken dönem belirtileri arasındadır. Zamanla ortaya çıkan titreme belirtileri, genellikle ayaklarda, dilde ve çenede ortaya çıkmaya başlar. Hiçbir titreme belirtisi görülmeksizin, hareketlerin yavaşlaması da bir belirti olarak kabul edilir. Parkinson türleri ya da parkinson çeşitleri, evrelere göre sıralanabilir. Evrelere göre belirtiler ise şu şekildedir:
- Evre: Kimi zaman anlaşılamayacak kadar basit belirtiler ortaya çıkar. Tek bir elde ya da parmakta titreme, mimik azalması, duruş ve yürüyüş problemleri gibi belirtiler görülür. Genellikle hastanın yakın çevresi tarafından fark edilir.
- Evre: Hasta belirtileri kendisi de fark etmeye başlar. Duruşta ve yürüyüşte yaşanan değişim, hastanın en çok fark ettiği belirtidir.
- Evre: Genel olarak hastanın hareketleri yavaşlar, denge problemleri ortaya çıkar. Daha önce kolay kolay yere düşmeyen hasta, düşme gibi sıkıntılar yaşamaya başlar. Orta seviyeli işlev bozuklukları gözlemlenebilir.
- Evre: Bacaklarda parkinson belirtilerinin giderek arttığı dönemdir. Hasta yürümekte zorlanmaya başlar. Hareketleri yavaşlamış ve sertleşmişir. Gündelik yaşamın devam ettirilebilmesi için yardımcı birine ihtiyaç duyabilirler.
- Evre: İlerlemiş parkinson hastalığı, yatağa bağımlı hale gelmeye neden olabilmektedir. Yatalak olmayan hastalar tekerlekli sandalyeye mahkum duruma düşebilir. Devamlı bakıma ihtiyaçları vardır.
Parkinson Tanısı
Parkinsonun teşhisinde, iyi bir nöroloji uzmanı tarafından yapılacak fizik muayene yeterli olabilmektedir. Muayeneden önce hastanın genel sağlık öyküsü dinlenir. Hastalığın kesin teşhisinin yapılabileceği bir görüntüleme ya da laboratuvar testi bulunmamaktadır. Doktorun istemesi halinde radyolojik görüntülemelerden destek alınabilir.
Parkinson Tedavisi
Basitçe, beyindeki hücrelerin azalması olarak tanımlanabilecek bu hastalık, parkinson benzeri hastalıklar arasında tedaviye en fazla cevap veren hastalık türüdür. Fakat, hastalığın çok yavaş ilerlemesi, hastanın devamlı doktor kontrolünde olmasını gerektirir. İnsanın yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olması nedeniyle, hastanın ailesinin sürece dahil olması gerekir. Hastanın bakımının iyi şekilde sağlanması ve tedavi süreci hakkında ailenin de bilgilendirilmesi gerekmektedir.
İlk belirtilerin ortaya çıkmasıyla birlikte hiç vakit kaybetmeden bir nöroloji uzmanı tarafından muayene gerekmektedir. Erken başlanan tedavi, hastanın yaşam kalitesini artırırken, hastalığın ilerleme hızını da yavaşlatır. Tedavi süreci, hastalığın evresine göre değişiklik gösterebilir. Tedavide ilk hedef, hastanın kimseye bağımlı olmadan yaşamını sürdürebilmesidir.
İlaç Tedavisi
İlaç tedavisiyle, azalan dopamin seviyeleri korunmaya çalışılır. Bu sayede, sinirler aracılığıyla kurulan iletişimin devamlılığı sağlanır. Parkinson tedavisinde son gelişmeler ışığında belli başlı yeni tedavi yöntemleri de bulunmuştur. Son yıllarda kullanılmaya başlanan beyin pili ile, hastalığın genel belirtileri azaltılabilmekte ve hayat kalitesi yükseltilebilmektedir.
Egzersiz Tedavisi
İlaç tedavilerinin yanında, hastaların günlük yaşamlarında uygulayabileceği egzersizler de vardır. Egzersizler, hem hastanın kendisini çok daha iyi hissetmesini sağlar, hem de kas sertleşmesi, hareketlerde yavaşlama gibi belirtilerin gözle görülür şekilde azalmasına etki eder. İlk evrelerdeki hastalar, rahatlıkla egzersiz yapabilirler. Egzersizler, beyindeki dopamin iletişimini de artırmaktadır. Aynı zamanda hasta, daha hareketli bir yaşam sürdürmek için kendisinde cesaret bulur. Bu noktada fizyoterapistler de tedavi sürecine katılır. İyi bir fizyoterapistin vereceği egzersizler, hastanın yorgun düşmesine neden olmaz. Aksine, hasta kendisinde hareket etmek için çok daha fazla enerji bulmaya başlar. Yürüyüş gibi egzersizlerin yanı sıra, kendi kendine giyinme, gün içerisinde belirli mimik hareketlerini uygulama gibi egzersizler de mevcuttur. Parkinsonun konuşma problemleri de yaratmasından kaynaklı olarak, nefes, ses, dudak ve çene egzersizleri de hastaya verilebilmektedir.
Parkinson Hastalarının Yaşamını Kolaylaştıracak Yöntemler
- Çalan şarkılara eşlik ederek konuşma egzersizi yapılabilir. Böylece parkinson konuşma bozukluğu semptomları yavaşlatılabilir.
- Konuşmakta güçlük çeken hastalar için, harf, kelime ya da resimli kartlar kullanılabilir.
- Parkinson hastalarının beslenmesi kolay olsun diye, elde rahat tutulabilecek ve kırılmayacak çatal, bıçak, kaşık gibi malzemeler kullanılabilir.
- Ev içerisinde yürürken ayağın takılmasına neden olabilecek halı ya da kilim gibi eşyalar kaldırılabilir.
- Lavaboların önüne tabureler koyulabilir. Bu sayede hasta kişisel bakımını yaparken düşme gibi sorunlar yaşamazlar.
- Banyo, tuvalet ve benzeri yerlere destekleyici tutacaklar monte edilebilir.
- Parkinson hastalığında beslenme güçlükleri yaratan bir konu da içeceklerdir. İçeceklerin kolay tüketilebilmesi için pipet gibi yardımcılar kullanılabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Parkinson hastalığı ne demektir?
Beyindeki nöronların işlev bozukluğundan dolayı meydana gelen parkinson kronik bir hastalıktır ve ilerleyici giden hareket bozukluğuna neden olur.
Parkinson hastalığı ne kadar sürer?
Yavaş ve sinsi bir hastalık olan parkinson, 10 yıl gibi bir süre boyunca ilerler.
Parkinson hastalığı kimlerde görülür?
En sık 40 – 70 yaş aralığında görülür. Ancak %5’lik kesiminde ise hastalık 20 – 40 yaş arasında da görülebilir.
Parkinson tehlikeli bir hastalık mıdır?
İlerleyici bir hastalık olduğu için zaman içerisinde belirtileri daha da kötüleşir ve kişinin hayat kalitesini olumsuz etkiler.