Laparoskopik Cerrahi

Laparoskopik cerrahi veya diğer bir deyişle kapalı ameliyat yöntemi, hastaların açık ameliyatlara göre çok daha hızlı iyileşmesini sağlayan bir tedavi ve teşhis yöntemidir. Avicenna Hastanesi laparoskopi cerrahisi alanındaki tüm ameliyatları başarıyla gerçekleştirmektedir.

Laparoskopik Cerrahi Nedir?

Laparoskopik cerrahi halk arasında kapalı ameliyat yöntemi olarak bilinir. Peki, kapalı ameliyat nedir ve laparoskopik ne demek? Genellikle karın bölgesindeki ameliyatlar için kullanılan bir tekniktir. Farklı bölgeler için de uygulamaları mevcuttur. Bu ameliyat yönteminde kesi yapılacak alanda 0,5 ile 1 santimetre aralığında kesiler açılır. Bu nedenle iyileşme çok daha rahat ve hızlı gerçekleşir. Laparoskop cihazıyla yapılan ameliyatlarda cihaz, karından içeriye sokulur. Cihazda bulunan kamera ile cerrah, karın bölgesini monitör ile görmeye başlar. Gerekli olması durumunda 2 – 3 kesi daha açılabilir ve buralardan trokar tüpleri yerleştirilebilir. Daha sonra da bu tüplerin içerisinden cerraha yardımcı olacak el aletleri geçirilir. Açık ameliyatlara göre çok daha net ve büyük görüş alanı sunan bu ameliyat türü, kesi boyutlarının azlığı, yapışma oranlarındaki azalma ve yara fıtığı gibi problemlerin azalmasını sağladığı için de oldukça popüler bir yöntemdir.

Neden Yapılır?

Laparoskopik cerrahi, çok sayıda hastalığın teşhis ve tedavi süreçlerinde kullanılmaktadır. Laparoskopi cerrahisi ile yapılan ameliyatların başında safra kesesi ameliyatları, kist ameliyatları, apandist ameliyatları, miyom alınması ameliyatları, rahim alınması ameliyatları, fallop tüplerin bağlanması, çikolata kisti ameliyatları yer almaktadır. İç organlar için gerekli görülen durumlarda kullanılan bu yöntem, jinekoloji, gastroenteroloji, üroloji ve genel cerrahi hekimleri tarafından tercih edilmektedir. Son yıllarda özellikle tüp mide ameliyatı için de yoğun olarak tercih edilen bir ameliyat yöntemidir.

Laparoskopik Ameliyat Nasıl Yapılır?

Laparoskopik ameliyat için hastalar genel anestezi ile uyutulmaktadır. Daha sonra karnın alt tarafında küçük bir kesi açılır. Hastaya ilk olarak bu kesiden karbondioksit gazı verilir. Bunun nedeni cerrahın hastanın karnının içini çok daha rahat görebilmesini sağlamaktır. Hastaya verilen renksiz ve kokusuz karbondioksit gazı, hastanın gaz verilen bölgesinin şişmesini sağlamaktadır. Bu sayede ameliyat bölgesi genişleme gösterir ve cerrah çok daha net bir görüntü kazanmasının yanında, rahat müdahale şansı da elde eder. Bu gazın bir kısmı operasyon esnasında vücut tarafından emilerek atılır. Daha sonra karbondioksit gazını veren veress iğnesi kesiden çıkartılır ve yerine trokar tüpü yerleştirilir. Trokar tüpü içerisinden laparoskop geçirilebilir. Gerekli durumlarda 2. ve 3. kesiler açılarak trokar tüpü yerleştirilebilir. Bu tüplerden de yardımcı aletler sokulabilir.

Trokar tüpünden sokulan laparoskop ile ameliyat bölgesi monitörden izlenir. Gerekli cerrahi işlemler yapıldıktan sonra trokar tüpleri çıkartılır ve karbondioksit gazı boşaltılır. Kesilere dikiş atılır ve laparoskopik ameliyat tamamlanır. Tanı ve teşhis için yapılan laparoskopi ameliyatı da aynı işlemlerden geçirilerek yapılmaktadır. Kimi hastalarda tüplerden görüntüleyici sokmak yeterli bile olmaktadır.

Ameliyat Ne Kadar Sürer?

Tanı koymak için yapılan ameliyatlar genellikle yarım saat sürmektedir. Operasyon öncesi anestezi ile birlikte bu süre 45 dakikaya kadar çıkabilmektedir. Tedavi amacıyla yapılan ameliyatlar ise, hastalığa, ameliyat türüne ve ameliyat esnasında yapılacaklara göre değişiklik gösterir. Bu ameliyat türüyle operasyon geçiren hastalar, genellikle aynı gün taburcu edilmektedirler.

Kapalı Ameliyatın Avantajları Nelerdir?

Kapalı ameliyat yöntemiyle yapılan cerrahi işlemlerin diğer açık ameliyatlara göre avantajlarının başında, kesilerin boyutlarının küçük olması yer almaktadır. Bu da operasyondan sonra hastaların çok hızlı şekilde iyileşeceği anlamına gelir. Karın içerisinde yaşanabilecek olan organ yapışma ihtimali de yüksek seviyede azalma gösterir. Hastalar ameliyat sonrasında çok daha az acı çekerler ve ameliyat yöntemi sayesinde çok daha hızlı şekilde iyileşirler. Hastalar, laparoskopik cerrahi sonrası çok daha az ilaç kullanırlar ve ilaç yan etkilerinden daha az etkilenirler. Açık ameliyatlara göre taburcu olma süreci çok kısadır. Gündelik yaşama dönüş oldukça hızlı gerçekleşir. Kesilerin küçük olması, estetik kaygıların da küçük olması anlamına gelmektedir. Kesi izleri birkaç yıl içerisinde hiç görünmeyecek hale gelmektedir. Ameliyat sonrası fıtık gelişme ihtimali daha düşüktür ve yine operasyon sonrası kanama ve enfeksiyon gibi ihtimaller de düşük olmaktadır.

Laparoskopik Cerrahi Sonrası Süreç

Laparoskopik ameliyat sonrası hastalar, ameliyathane çıkışından itibaren gözetim altında tutulurlar. Hastaların bilinci açıldıktan sonra da odaya getirilirler. Anestezinin etkisinde bir süre daha kalan hastada, anesteziye bağlı mide bulantısı görülebilir. Kesi yapılan bölgede hafif ağrı hissiyatı olabilir. Hastalar genellikle 4 saat içerisinde ayağa kalkarlar ve ufak bir yemek yiyebilirler. Hastalara ameliyat esnasında verilen karbondioksit gazı sebebiyle omuz ağrısı yaşanabilmektedir. Hastalığın türüne ve ameliyatın niteliğine göre hastalar, aynı gün ya da bir ertesi gün taburcu edilirler.

Sıkça Sorulan Sorular

Laparoskopik yöntem ile yapılan ameliyatların avantajları nelerdir?

Kesi bölgesinin küçük olması, en büyük avantajlarından biridir. Bu durum ameliyat sonrasında hastanın hızlı bir şekilde iyileşmesini ve karın içi yapışıklık miktarının açık ameliyatlara kıyasla daha az olmasını sağlar.

Laparoskopik yöntem ne demek?

Cerrahlar tarafından yapılan bu işlem, cildin üzerinde büyük kesiler açmadan karın boşluğu ve pelvis içerisine ulaşılmasını sağlayan cerrahi bir tekniktir.

Laparoskopi izi nasıl geçer?

Çoğunlukla kendiliğinden geçer. Kesi izleri kişiden kişiye göre farklılık gösterir ancak 1 – 2 ay içerisinde fark edilemeyecek düzeye gelir.

Laparoskopi ameliyatı ne kadar sürede iyileşir?

Hastalar genel olarak ameliyattan 1 – 2 gün sonra taburcu olurlar ve ortalama 7 gün içerisinde ev işlerine geri dönebilirler.