-
Nedir
Meme bölgesindeki süt kanallarında ya da süt bezlerinin üzerinde kanserli hücrelerin üremesi olarak tanımlamak mümkündür.
-
Nedenleri
Hastalığın nedenleri olarak doktorlar tarafından genellikle genetik sebepler, hareketsiz yaşam ve radyasyona maruz kalma gibi sebepler ileri sürülmektedir.
-
Belirtileri
Ele gelen kitle, meme ucundan akıntı, meme ucu çökmesi, deri dökülmesi, soyulması, renk değişikliği, kontrolsüz kilo kaybı ve düşük enerji gibi belirtileri vardır.
-
Tedavisi
Tedavisinde çeşitli ilaç tedavileri uygulanır. Bu ilaç tedavilerinin başında kemoterapi yer almaktadır. Cerrahi yöntemler ise genellikle kanserli dokuyu almak üzerine uygulanır. Zaman zaman meme ucu dahil olmak üzere memenin tümünün alınması gerekebilmektedir.
Meme Kanseri Nedir
Bu kanser türünü yakından tanımak ve iyi anlamak için öncelikle, meme kanseri nedir sorusunun yanıtını bulmak gerekmektedir. Göğüs kanseri, meme bölgesinde bulunan süt kanallarının içerisinde ya da süt bezleri üzerinde kanserli hücrelerin ortaya çıkması olarak tanımlanabilir. Bu kanser türü erken evrelerde belirti göstermemektedir. Bu sebeple rutin olarak kontrollerini gerçekleştirmeyen kadınlarda erken teşhis şansı oldukça azdır. İlk evrelerinde oldukça yavaş bir ilerleme gösteren meme kanseri, ilerleyen aşamalarda hızlanma gösterebilir ya da diğer dokulara sıçrama yapabilir Lenf ya da kan yoluyla bedenin öbür yerlerine ilerlemeden önce tanısı koyulan göğüs kanseri hastalarının tedavilerinin başarıyla tamamlanma ihtimali yüksektir.
Meme Kanseri Nasıl Anlaşılır
Göğüs kanseri belirtilerini iyi bilmek, göğüs kanserinin ilerlemesine engel olmak açısından oldukça büyük önem taşımaktadır. Peki, meme kanseri nasıl anlaşılır? Bunun için öncelikle her kadının kendi meme yapısını iyi tanıması gerekmektedir. Buna bağlı olarak da risk faktörleri hakkında fikirleri olmalıdır. Hemen hemen her kadının 20 yaşını aşmasıyla birlikte kendi kendine elle muayene yapmaya başlaması gerekmektedir. Elle muayeneler adetin bitmesinden 7 gün sonra yapılabilir. Adet görmeyen kadınlar için ise her ay belirledikleri sabit bir gün elle muayene yapmak yeterli olacaktır.
Kanserli Memenin Belirtileri
Kanserli memenin belirtileri hakkında fikir sahibi olmak, erken evrelerde kanseri teşhis etmek ve başarılı bir tedavi süreci atlatmak için oldukça büyük önem taşır. Kanserli memenin belirtileri arasındaki en belirgin belirti, ele gelen memedeki kitle oluşumunu fark etmektir. Elle hissedilen göğüste kitle, zaman zaman koltuk altı bölgesinde de hissedilebilmektedir. Meme ucu bölgesindeki içe çekilme hali ve kitlenin büyümüş olması da en belirgin meme kanseri belirti türleri arasındadır. Çok sık görülmese de bir diğer belirgin belirti, meme ucundan bir akıntı gelmesidir. Bu akıntı kanlı veya kansız olabilmektedir. Kanseri yaratan tümörün aşırı büyümesi sonucunda memede ödem görülebilir. Kızarma ve portakal kabuğu benzeri deri de bir diğer belirti örneğidir.
Meme Kanseri Belirtileri
Peki, meme kanseri belirtileri nelerdir? Yıllar ile tanımlanacak kadar uzun süreler meme kanseri belirtisi vermeden sinsice ilerleme gösteren hastalık, ilerleyen zamanlarda şu meme kanseri belirtileri ile kendisini göstermeye başlamaktadır:
- Meme ya da koltuk altı bölgelerinde elle hissedilen şişlik
- Meme ucundan akıntı gelmesi
- Meme başının şeklen bozulması, renk değişimi ve çökme hali
- Meme başında deri dökülmesi ve soyulması
- Meme ucunun kızarması ve yara çıkması
- Kontrolsüz kilo kaybı
- Göğüs ağrısı
- Yorgunluk ve düşük enerji
Meme Kanseri Nedenleri Nelerdir
Peki şimdi, hastaların sık sık sorduğu meme kanseri nedenleri nelerdir sorusunun yanıtını bulalım. Göğüs kanseri, genetik koşullarla oluşabileceği gibi çevresel etkenlerle birlikte de ortaya çıkabilmektedir. Meme kanseri yaş faktörü açısından ciddiye alınmalıdır. Ailesi içerisinde göğüs kanseri hikayesi olan kişilerde bu hastalığın ortaya çıkma ihtimali diğer kişilere göre daha fazladır. Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütü ve tıp çevreleri tarafından yapılan yayınlara göre, meme kanseri neden olur sorusunun yanıtı aşağıdaki gibi sıralanmıştır:
- Yaşlanma
- Obezite
- Sigara ve alkol
- Az miktarlarda sebze ve meyve tüketmek
- Radyasyon
- Erken yaşlarda adet görmek
- Az fiziksel hareketlilik ve spor
- Kanserojen gıda tüketimi
Meme Kanseri Çeşitleri
Birden çok göğüs kanseri çeşidi bulunmaktadır ve teşhis koyulurken hastalardan biyopsi alınmaktadır. Meme kanseri çeşitleri arasında başta lobüler karsinom ve duktal karsinom bulunmaktadır.
- Lobüler karsinom: Memelerin içerisinde kanserli hücrelerin ortaya çıkması ve yayılması şeklinde görülen kanser türüdür.
- Duktal karsinom: Göğüs içerisinde bulunan süt kanallarının yine içerisindeki hücrelerde ortaya çıkan kanser türüdür. Kanserli hücreler eğer sadece süt kanalları içerisinde bulunuyorsa buna duktal karsinom in situ adı verilmektedir. Eğer kanserli hücreler süt kanallarının dışına yayılmışsa buna, invaziv duktal karsinom denir.
Bu iki tür dışında, daha az görülen göğüs kanseri çeşitleri de bulunmaktadır. Bunlar; tübüler, metaplastik, papiller, müsinöz ve medüller göğüs kanseri türleri olarak sıralanabilmektedir. Öte yandan, ilerleme seviyesine göre de evre 1, evre 2, evre 3 ve evre 4 gibi bir gruplama da yapılmaktadır.
Meme Kanseri Teşhisi
Düzenli olarak kanser taramalarından geçen ya da memede kitle belirtileri ile bir sağlık merkezine giden hastalara bazı testler yapılarak meme kanseri teşhisi koyulabilmektedir. Öncelikle fiziksel muayene yapılır ve hasta incelenir. Doktorun istemesi üzerine meme kanserinin teşhis edilebilmesi için aşağıda sıralanmış olan yöntemler kullanılabilmektedir:
- Bilgisayarlı Tomografi
- Mamografi
- Manyetik Rezonans Görüntüleme
- Ultrason
- Biyopsi
Meme Kanseri Evreleri
Göğüs kanserine yakalanan kadınların ilk merak ettikleri konu, meme kanseri evreleri konusu olmaktadır. Peki, meme kanseri evreleri nedir? Göğüs kanseri, oldukça yavaş ilerleme gösterir. 5 ile 7 yıl arasında değişen sürelerde ancak 1 santimetre büyüklüğüne ulaşabilmektedir. Daha sonra göğüs kanseri lenflere sıçrama ya da kan yoluyla karaciğer ve kemik gibi daha uzak bölgelere yayılma sağlayabilmektedir. Bu süreçte kanserin hangi süreçte olduğunu iyi anlamak için evreleme yapılır. Buna göre bir tedavi planı hazırlanır. Göğüs kanseri için 4 evreden bahsedilir. Göğüs kanseri için evreleme yapılırken hastanın tümörünün çapı, hastalığın ulaştığı koltuk altı lenf bezi sayısı ve uzak yayılım var mı, bunlara bakılır. Hastaların çoğu, “meme kanseri 3. evre yaşam süresi” ya da “kanser hangi evrede öldürür” gibi araştırmalar yapmaktadır. Göğüs kanserinde tedavi süreci kişiden kişiye farklılık gösterebileceği gibi, tedavide başarı yüzdeleri de kişilerin sağlık durumlarına göre çok büyük farklılıklar gösterebilir. İnternet üzerinde yer alan “yaşam süresi” tarzı bilgi kirliliklerine ilgi gösterilmemelidir.
Meme Kanseri Tedavisi
Hastalığın seviyesi, türü, evresi ve hastanın sağlık durumuna göre meme kanseri tedavisi yöntemleri değişiklik gösterebilmektedir. Meme kanseri tedavisinde son teknoloji yöntemler şu şekilde sıralanabilir:
- Kemoterapi: Göğüs kanseri tedavisinde en çok kullanılan tedavi yöntemidir. Kanserli hücrelerin yok edilmesi için hastaya kimyasal ilaçlar verilir.
- Işın Tedavisi: Kemoterapiden daha farklı olarak ışın tedavisinde hastanın kanserli hücrelerine radyoterapi ile radyasyon verilir ve kanserli hücreler öldürülmeye çalışılır.
- Meme Kanseri Ameliyatı: Kanserli hücrelerin yayıldığı bölgeyi ameliyat ile almak şeklinde tedavi yapılmış olur. Memenin tamamının alınması durumuna lumpektomi, belli bir bölgenin ya da dokunun alınması durumuna ise mastektomi adı verilmiştir.
- Hormonal tedavi: Kanserli hücrelerin büyümesini ve gelişmesini sağlayan hormonların durdurulması için yapılan tedavi şeklidir.
Meme Kanseri Erken Teşhis Nedir
Kadınların çoğu bu hastalık için erken teşhisin önemini araştırmakta ve meme kanseri erken teşhis nedir sorusunu sormaktadır. Meme kanserinde erken teşhis büyük öneme sahiptir. Öte yandan mevcut göğüs kanseri hastalarının tedavisi kadar, tüm kadınlar için koruyucu tedaviler de çok önemlidir. Memede kitle oluşumunun fark edilebilmesi için her kadının düzenli olarak kendi kendisini elle muayene etmesi gerekmektedir. Bu düzenli muayeneler en az ayda 1 kez şeklinde olmalıdır. Muayene esnasında göğüs bölgesinde bir kitle olup olmadığının kontrolü yapılmalıdır. Sol memede kitle ya da sağ memede kitle hissedilir ise hemen bir doktora gidilmelidir. Meme kanseri için hangi doktora gidilecek diye sorulacak olur ise, bunun yanıtı genel cerrahi olacaktır. Öte yandan, başta menopoz sonrası dönemdeki kadınlar olmak üzere, hemen hemen bütün kadınların her 6 ayda bir kez olmak üzere mamografi çektirmesi tavsiye edilir. Meme kanseri teşhisi erken safhada mamografide koyulduğu taktirde, tedavide başarı şansı yüksektir.
Göğüs Kanseri Risk Faktörleri
Göğüs kanseri risk faktörleri arasında birinci sırada, aile içerisinde göğüs kanseri ile karşı karşıya kalınmış olması yer almaktadır. Yakın ailesinde göğüs kanseri görülen kadınlar, diğer kadınlara göre 3 kat daha fazla risk grubu içerisinde yer almaktadır. 2. dereceden akrabalarda kanser görüldüğü durumlarda da yine risk oranı artmaktadır. Ailede meme kanserine yakalananların yaşı da önemli bir gösterge olmaktadır. Bir diğer mühim risk faktörü ise, meme dokusundaki yoğunluktur. Meme dokusundaki yoğunluk, göğüs kanseri riskini ve kanserin mamografide teşhis edilememesi ihtimalini yükseltir. Diğer bir risk faktörü, lenfoma tedavisi gören hastaların gördükleri tedavi sürecidir. Lenfoma hastalarının gördükleri radyoterapi, göğüs kanserinin oluşmasında etkili olabilir. Lenfoma tedavisi gören hastaların, yaşamları boyunca sık sık kontrollerini yaptırmaları tavsiye edilmektedir.
Kanser Sürecinde Beslenme
Kanser sürecinde beslenme tarzı, tedavi sürecini destekleyici bir etkendir. Fakat, yanlış haberler ve fırsatçılar tarafından yapılan yanlış algılar sebebiyle kansere yakalanan kadınlar, doktorlarından şifalı bitkiler ya da tedavi süreci için beslenme listesi gibi beklentilere girerler. Araştırmalara göre, kanser teşhisiyle birlikte başlayan beslenme sistemleri, ancak ve ancak hastanın iştah seviyesini yüksek tutmasını sağlayarak, kilo kaybetmesinin önüne geçmekte ve özellikle kemoterapiye karşı bedenin güçlü kalmasını sağlamaktadır. Yine de kanser sürecinde beslenme için mevsimsel sebze ve meyvelere ağırlık vermek faydalı olacaktır. Beslenme uzmanları kanser sürecinde kırmızı etin azaltılmasını, beyaz etin arttırılmasını tavsiye etmektedirler. Kanseri ilerlemesiyle birlikte hastanın yoğun kilo kaybı yaşaması, ağızdan gıda alamama hali ya da ağız yaraları oluşması gibi durumlarda vitamin destekleri yapılabileceği gibi damardan beslenme de yapılabilmektedir.
Meme Kanseri Ameliyatı
Göğüs kanseri tedavisinde çeşitli cerrahi tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Meme kanseri ameliyatı ile amaçlanan şey, tümörün tamamının alınmasıdır. Koltuk altı lenf bezlerine yayılım göstermiş hastalarda, lenf bezlerinin de tamamının alınması söz konusu olabilmektedir.
Mastektomi
Mastektomi, basit mastektomi, cilt koruyucu mastektomi ve radikal mastektomi olarak üçe ayrılır. Basit mastektomi aynı zamanda total mastektomi şeklinde de anılmaktadır. Bütün memenin alınması işlemidir. Meme ucu dahil alınır fakat, koltuk altı lenf bezleri ve memelerin altında yer alan kaslar bırakılır. Pek sık tercih edilmese de zaman zaman zorunda kalınan bir cerrahi yöntemdir. Cilt koruyucu mastektomi ise, memenin ameliyat esnasında yeniden yapılandırılması olarak tanımlanır. Meme üzerinde bulunan derinin büyük bir bölümü ve meme ucu bırakılabilir. Son yöntem ise radikal mastektomidir. Bu yöntem eskiden oldukça sık kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktaydı. Cerrahi operasyon esnasında memenin tamamı, koltuk altı lenf bezleri ve meme altında bulunan bütün kaslar alınır.
Koruyucu Cerrahi
Göğüs kanseri erken teşhisi sonrası, memenin etkilenen bölümlerinin alınması ve meme yapısının korunması koruyucu cerrahi olarak adlandırılmaktadır. Burada memeden alınacak bölümün büyüklüğü, tümörün boyutlarına, bulunduğu yere ve diğer çok sayıda değişkene bağlıdır. Lumpektomi olarak da adlandırılan bu yöntem, memedeki kanserli bölümün ve çevre dokusunun alınması olarak da tanımlanabilmektedir. Daha sonra da radyoterapi tedavisine başlanabilir.
Koltuk Altı Lenf Bezi Ameliyatı
Koltuk altı lenf bezi ameliyatı sık tercih edilen bir yöntemdir. Göğüs kanserinin koltuk altı lenf bezlerine yayılımı için öncelikle lenf bezi alınır ve mikroskop altında incelenir. Bu inceleme süreci, evre belirleme aşaması için oldukça önemlidir. Eğer hastanın lenf bezlerinde kanserli hücre tespit edilir ise, hastalığın kan dolaşımı ile bedenin diğer organlarına yayılma ihtimali de yüksek olmaktadır.
Göğüs Kanseri İlaç Tedavisi
Göğüs kanseri ilaç tedavisi sürecinde, kemoterapi, hormonoterapi ve akıllı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.
Kemoterapi
Meme kanserinde kemoterapi, sıklıkla ameliyatın ardından yapılır. Ameliyatın ardından kanserli hücre kalma ihtimaline karşı uygulanan kemoterapi, bu süreçte daha çok önlem amacıyla yapılmış olur.
Hormonoterapi
Hormonoterapi, hormon tedavisi yoluyla göğüs kanseri ile savaşma tekniğidir. Burada kanserli hücrelerin büyümesini ve hızla yayılmasını sağlayan hormonların baskılanması amaçlanmaktadır. Burada özellikle östrojen hormonunun baskılanmasıyla, kanserin yayılması engellenmeye çalışılmaktadır.
Akıllı Tedavi Yöntemleri
Meme kanseri, çeşitli tedavi planları ile kişiye ve tümöre göre özel olarak tedavi gerektirmekte olan bir kanser türüdür. Dolayısıyla tedavi için akıllı tedavi yöntemleri uygulanır. Eski yıllarda sabit kemoterapiler ve hormon tedavileri uygulanırken, günümüzde daha çeşitli ve daha yararlı kemoterapi ilaçları üretilmiştir. Damardan ya da ağızdan alınabilen ilaçlar ile nokta atışı tedaviler uygulanabilmektedir. Akıllı tedavi yöntemleri ile kişiye özel tedaviler gerçekleştirilerek, başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Meme Kanserine Karşı Koruyucu Yöntemler
Peki, meme kanserine karşı koruyucu yöntemler nelerdir? Spor şeklinde yapılabilecek olan hemen hemen tüm hareketlerin, göğüs kanseri riskini azalttığına yönelik çeşitli yayınlar yapılmaktadır. Günden güne sporun, meme kanserine karşı koruyucu bir yöntem olduğu ispatlanmaktadır. Haftalık olarak en az 2.5 saatlik hızlı ve tempolu yürüyüşler yapmanın, kadınlarda göğüs kanseri riskini yüzde 18 oranında azalttığı ileri sürülmektedir. Yine çeşitli araştırmalara göre emzirmenin, göğüs kanseri riskini azalttığı ileri sürülmektedir. Yine bazı araştırmalarda, doğum kontrol hapları kullanan kadınların, kullanmayan kadınlara göre biraz daha fazla risk grubunda olduğu ileri sürülmüştür. Fakat hapları kullanmayı bırakan kadınların, hapları kullanmayan kadınlarla aynı risk seviyesine kısa sürede geri döneceği de vurgulanmıştır. Öte yandan araştırmalara göre erken yaşta gebelik yaşayan kadınlarla, çok sayıda gebelik geçiren kadınların kanser riskinin azaldığı ortaya koyulmuştur. Bunun sebebi olarak ise, hamilelik sürecinde yaşanmayan adet döngüsü olduğu ileri sürülmüştür.
Erkeklerde Meme Kanseri
Erkeklerde meme kanseri, oldukça nadir görülen bir kanser türüdür. Erkeklerde memede kitle tespit edilmesiyle başlayan süreç, teşhisin koyulmasıyla devam eder. Yani, erkekler meme kanseri olur mu sorusunun yanıtı olumludur. Göğüs kanseri teşhisi koyulan bir erkek için tedavi süreci, kadınlardan pek de farklı ilerlememektedir.
Meme Kanseri Farkındalık Ayı
Göğüs kanserine dikkat çekmek amacıyla her yıl ekim ayı, Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak ilan edilmektedir. Bu süreçte çeşitli göğüs kanseri farkındalık yürüyüşleri, konserler ve etkinlikler düzenlenerek, kadınlara meme kanserinde erken tanının önemi anlatılmaktadır. Her yıl ekim ayı boyunca tüm dünyada çeşitli kampanyalar yapılır ve aileleri derinden etkileyen bu hastalık hakkında doğru bilgiler paylaşılır. Araştırmalara göre, dünya üzerindeki her 8 kadından 1’i göğüs kanseri olmaktadır. Her yıl ekim ayında yapılan organizasyonlar ile #herşeysizinelinizde hashtagi kullanılarak, kadınların kendi kendilerine yapacakları elle muayenenin önemi anlatılmaktadır. Çünkü kanserli memenin görüntüsü, kansersiz memenin görüntüsünden ilk yıllarda farksızdır ve ancak, kadınların kendi kendilerine yapacakları elle muayene ile tespit edilebilmektedir.