Astım Kontrol Nasıl Yapılır ve Nasıl Kontrol Altına Alınır?

Astımı kontrol altına almak

İçindekiler

Ücretsiz Danışmanlık Alın

Astım kontrol altına alındığı zaman hastalar gece ve gündüz daha rahat nefes alabilirler ve atak geçirmezler. Bununla birlikte hastalar günlük aktivitelerini yaparken göğüste sıkışma veya nefes darlığı gibi problemler yaşamazlar. Aynı zamanda astımı olan bireylerin, semptomlarını günlük olarak takip etmeleri uzmanlar tarafından önerilmektedir. Bu yazımızda yer alan bilgiler astım kontrol düzeyinizi belirlemenize yardımcı olabilir.

Astım Nedir?

Astım, hava yollarının hassasiyetinin artmasına bağlı olarak gelişen kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Tekrarlayan öksürük ve nefes darlığı belirtileri ile karakterizedir. Ayrıca bazı durumlarda bu hastalık hafif seyreder ve sorun yaratmaz. Ancak şiddetli seyrettiği zamanlarda günlük aktiviteleri yapma yetisini ve yaşam konforunu olumsuz yönde etkiler. Astım hastalığı, tedavi ile tamamen yok edilemez. Bu sebeple genel olarak kontrol altına alma amaçlı tedaviler uygulanır. Ancak hastalığın belirtileri ve semptomları sıklıkla değiştiğinden uygun tedavinin uygulanabilmesi için sıkı takip gereklidir.

Astım Belirtileri

Bu sağlık probleminde belirtiler kişiden kişiye göre değişmektedir. Yaygın olarak görülen belirtiler arasında şunlar yer almaktadır:

  • Nefes darlığı,
  • Göğüste sıkışma hissi veya ağrı,
  • Özellikle çocuklarda nefes verirken hırıltı,
  • Uyku problemleri,
  • Solunum güçlüğü atakları.

Şiddetli astım krizleri hayati risk taşıyabilir. Belirti ve semptomlarınızın kötüleştiğini fark ettiğinizde ve acil tedaviye ihtiyacınız olduğunda ne yapacağınızı bilmek için doktorunuzla ayrıntılı bir şekilde görüşmeniz gerekir. Bununla birlikte astım hastaları için acil durum belirtileri şu şekildedir:

  • Nefes darlığı veya hırıltı ile birlikte solunumun hızla kötüleşmesi,
  • İnhaler tedavi ile rahatla olmaması,
  • En hafif fiziksel aktivitede bile nefes darlığı yaşanması.

Bunların yanında kronik astım değil de alerjik astımınız olması halinde farklı belirtiler de gözlemlenebilir. Genel olarak görülen alerjik astım belirtileri arasında şunlar vardır:

  • Kuru öksürük atakları,
  • Nefes zorluğu,
  • Göğüste baskı,
  • Şiddetli hırıltılı solunum.

Astım Nedenleri

Bu hastalığın nedenleri çoğunlukla çevresel ve genetik faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Buna bağlı olarak bilinen astım nedenleri aşağıdaki gibidir:

  • Polen, ev tozu, küf sporları ve evcil hayvan tüyü gibi havayla taşınan alerjenler maddeler,
  • Grip vb. gibi soğuk algınlığı enfeksiyonları,
  • Soğuk hava,
  • Fiziksel aktivite,
  • Hava kirliliği,
  • Stres,
  • Kronik hava yolu hastalıkları.

Kronik Hava Yolu Hastalıkları

Çocuklar ve yetişkinlerde uygulanan standartlaştırılmış yöntemlere dayanarak kronik solunum yolu hastalıkları küresel yayılma hızı ve sıklığı artmaktadır. Dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan toplumlarda bu oranların değiştiği düşünülmekle birlikte tüm dünyada, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 235 milyondan fazla kronik solunum hastalığına sahip kişilerin olduğu tahmin edilmektedir. Bunun en büyük nedenleri arasında ise özellikle astım bronşit için; hava kirliliği, sigara ve tütün kullanımı gibi faktörler en etkili olanlarıdır.

Genel olarak görülen kronik solunum yolu hastalıkları arasında aşağıdakiler yer almaktadır:

  • Astım,
  • KOAH,
  • Pulmoner rehabilitasyon,
  • Solum yolu alerjileri,
  • Meslek hastalıkları.

Astım Kontrolü Nedir?

Astım hastalığının tedavisinde esas amaç, hastalığın kontrol altına alınmasıdır. Tedavi, alanında uzman bir hekim tarafından değerlendirilirken çeşitli anketler kullanılmaktadır. Daha önce astım tedavisinde hastalığın şiddet seviyesi belirlenirdi. Bununla birlikte hekim tarafından hastaya uygulanacak tedavi, yine şiddet düzeyine göre verilirdi. Ancak, özellikle son yıllarda astım tedavisi uygulanırken, hastalığın şiddeti yerine kontrol altına alınabilirliği üzerine planlama yapılmaktadır. Buna rağmen ilk kez astım teşhisi konula hastalara , astımın ağırlığı esas alınarak tedavi başlanmaktadır. Hastalığın kontrolünün sağlanmış olması demek; tedavi ile şikayetlerin ve klinik bulguların azaltılabilmesi anlamına gelmektedir.

Astım Nasıl Kontrol Altına Alınır?

Astımın kontrolünün sağlanması ile kısa dönemde yaşam kalitesi artar ve uzun dönemde hastalık atakları, ilaç yan etkileri, solunum fonksiyonlarında kayıp gibi istenmeyen durumlar önlenir. Bununla birlikte hastalara astımının kontrol altında olup olmadığını belirlemek için çeşitli anketler yapılmaktadır. Bu anketler arasında astım kontrol testi (AKT), astım kontrol anketi (AKA) ve astım tedavi değerlendirme anketi en sık bilinen ve kullanılanlarıdır.

Astım Kontrol Testi (AKT)

Astım kontrol testi son zamanlarda en çok kullanılan bir testtir. Bu sayede hastalığın seyri hem hastalar hem de aileleri tarafından da kolayca anlaşılmaktadır. AKT, 5 sorudan oluşmaktadır. Hastalar, her bir soruya bir ile beş arasında bir puan vererek testi tamamlar. Soruların toplam puanı, test sonucunu verir. Toplam puan 25 ise tam kontrol, 24-20 arasında ise kısmi kontrol ve 19’un altında ise hastalığın kontrol altında olmadığı anlamı çıkarılır. Bu sınıflama, tedavinin yeterli olup olmadığını göstermek için yeterli bir bulgu vermektedir.

Genel itibari ile uygulanan tedavide amaç, tam kontrolün sağlanmasıdır. Kontrol sağlanıncaya kadar uygulanan tedavi 4 haftada bir değerlendirilir ve tam kontrol sağlandıktan 3 ay sonra tedavi azaltılarak, en düşük tedavi basamağında devam edilir.

Astımın Değerlendirilmesi

Astım hastalığında kontrol hedeflenirken mevcut tüm değişkenlerin düzelmesi ve iyileşmesi beklenmektedir. Sonucunda astım değerlendirilmesi yapılır. Semptomların şiddeti, solunum fonksiyon testinin değerlerindeki azalmalar, semptomları yok etmek için gereksinim duyulan günlük bronkodilatör ilaç miktarları ve aktivite sınırlaması olup olmadığına bakılarak kontrol düzeyi belirlenmektedir. Genellikle tam kontrol sağlanmış bir astım hastasında gece ve gündüz semptomları, aktivite kısıtlaması ve ilaç kullanma ihtiyacının olmaması beklenmektedir. Bununla birlikte tam kontrol sağlanmış bir hastanın atak geçirmiyor olması gereklidir.

Genel olarak astım kontrol düzeyleri şu şekildedir:

Özellik Tam Kontrol Kısmi Kontrol Kontrol Altında Değil
Gündüz semptomları Haftada 2 defadan az görülür Haftada 2’den fazla görülür Günaşırı
Gece semptomları Yok Var Günaşırı
Aktivitelerin kısıtlanması Yok Var Var
Rahatlatıcı ilaç ihtiyacı Yok Haftada 2’den fazla İki günde bir
Solunum aktivitesi Normal Değer; %80’in altında
Alevlenmeler Yok Yılda bir veya daha fazla Haftada bir kez
Testler Değer: 25 Değer: 20-24 Değer; 19’un altında

Astım Kontrol Tedavisi

Astım tedavisinde önleme ve uzun vadeli kontrol, astım ataklarını başlamadan durdurmanın ilk anahtarıdır. Tedavi sıklıkla uyaranları tanımayı öğrenmeyi ve bu uyaranlardan kaçınmak için bazı tedbirler almayı hedefler. Aynı zamanda kullanılan ilaçların semptomları kontrol altında tutup tutmadığından emin olmak için nefes ritminin takip edilmesi gereklidir. Astım ataklarının olması durumunda, rahatlamak için doktorunuz tarafından önerilen inhaler (solunum yolu) tedavileri kullanmanız faydalı olur.

Genel olarak bu hastalıkta tedavi 5 basamaktan oluşmaktadır:

  • 1. Basamak: Semptomların şiddetini azaltmak için gerekli durumlarda bronkodilatör (bronşları gevşetmeye yarayan ilaç) kullanılmaktadır. Burada amaç, en hızlı şekilde inhaler yolla ilacı bronşlara ulaştırmaktır.
  • 2. Basamak: Bu basamaktan sonra düzenli kontrol edici tedavi uygulanması önerilmektedir. İkinci basamak için ilk seçenek, düşük dozda inhaler steroid kullanımıdır. Bu ilacı kullanamayan hastalarda ise, lökotrien reseptör antagonistleri kullanılmaktadır.
  • 3. Basamak: Bu aşamada ilk seçenek, düşük dozda uygulanan inhaler steroid ile birlikte uzun etkili olan beta-2 agonist uygulanmasıdır. Uzun etkili beta-2 agonistlerle inhaler steroidlerin aynı etkiyi göstermeleri sebebiyle kombinasyonda genellikle düşük doz inhaler steroid kullanmak yeterli olur.
  • 4. Basamak: Bu basamak, üçüncü aşamada kontrol altına alınamayan hastaların, bir sağlık merkezine yatırılması ve ardından gerçekleştirilecek olan tedavi süreçlerini kapsar. Bu aşamada, tüm olgular tanı ve risk faktörleri ele alınarak tekrar değerlendirilmelidir. Bu evrede tedavi uygularken iki veya daha fazla sayıda kontrol edici ilaç uygulanır. İlk tercih, orta dozda steroid ve uzun etkili olan beta-2 agonist kombinasyonudur. Birçok vakada uzun etkili beta-2 agonistlerinin çok fazla yarar sağladığı ve iyileşmeyi hızlandırdığı görülmüştür.
  • 5. Basamak: Beşinci basamak astım kontrolünde problemlerin yaşandığı, ilaçların görülen yan etkilerine rağmen kontrol sağlanmaya çalışıldığı ve tedavi güçlüğü çekilen hastaları kapsamaktadır. Dördüncü basamak tedavisinde kullanılan ilaçların yanına diğer kontrol edici ilaçların eklenmesi, bu basamakta etkili olur. Kontrol altına alınamayan, günlük aktiviteleri sınırlanmış ve sık atakları olan zor astım vakalarında oral steroid tedavisi de uygulanır.

Astım Kontrol Edici İlaçlar

Bu sağlık probleminin tedavisinde genel olarak kortizon kullanılmaktadır. Kortizon, astım tedavisi için uygulanan en etkili ilaç olarak bilinmektedir. Kontrol edici ilaçlarda tedavinin işe yaraması için hasta uyumu son derece önem taşımaktadır. Bununla birlikte ilaçlar, doktorun önerisine uygun bir şekilde devamlı ve doğru teknikle kullanıldığında etkisi görülmektedir. Astım kontrolünün sağlanmasında yaşanılan problemlerin büyük bir çoğunluğu tedavideki uyumsuzluklardan kaynaklanır.

Kortizonla tedavi süresince astım kontrolünü sağlayacak en düşük doza ulaşmak amaçlanmaktadır. Bu ilaçlar çok düşük dozlarda olmak üzere yalnızca akciğerlerimizde etki göstermektedirler. Özel olarak tasarlanmış cihazlar içerisinde bulunmaktadır. Özelliklerde çocuklarda kullanılacak cihaz seçimi için çocuğun yaşı önemlidir. Bununla birlikte kortizonlu ilaçların kullanılması konusunda çok fazla endişeler var. Oysa geçmişten beri yapılan bilimsel çalışmalarda hastaların endişe ettiği yan etkilerin birçoğu gözlemlenmemiştir. Bununla birlikte ilaç tedavilerinde astım değerlendirilmesi sık olarak yapılması gerekmektedir. Astım değerlendirilmesinin önemi, tedavinin seyrini belirleyebilmek açısından büyük yer tutmaktadır.

Astım kontrolünü sağlamak için kullanılan ilaçlar genel olarak vücutta şu etkileri göstermektedir:

  • Semptomları azaltır,
  • Solunum yollarındaki hassasiyetin azalmasını sağlar,
  • Astı krizlerini ve şiddetini azaltır,
  • Solunum yollarındaki iltihaplanmayı önler,
  • Yaşam kalitesini arttırır.

 

Sıkça Sorulan Sorular

Astım öksürük krizi nasıl geçer?

Bu hastalıkta atakları gerektiğinde tedavi etmek için bir inhalasyon cihazı ile verilen ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlar kısa etkili ve hızlı tedavi eden beta2-agonist ve antikolinerjik bronkodilatörlerdir. Bu ilaçlar solunum yolu kaslarını gevşeterek daha rahat nefes almaya olanak tanır.

Alerjik astım kalp çarpıntısı yapar mı?

Astım hastalığının kendisi çarpıntıya neden olmaz. Ancak astım krizi esnasında kişinin stres halinde olması sebebiyle vücutta adrenalin seviyeleri artar ve kalbin hızlı bir şekilde artmasına sebep olabilir.

Stres astımı tetikler mi?

Üzüntü, kaygı, depresyon ve stres bu hastalıkta tetikleyici faktörlerden biridir. Bunun önüne geçebilmek adına rahatlatıcı egzersizler ve pratikler uygulayabilirsiniz.

Psikolojik astım belirtileri nelerdir?

Bu tarz kriz esnasında aşırı balgam çıkışı ve nefes alıp verirken boğulma duygusu olmaktadır. Şiddetli öksürük hastayı çok yorar. Hasta çoğu kez içerde hissettiği mukoz parçayı öksürerek çıkarmak için büyük sıkıntı çeker. Hatta bazen o çok şiddetli nefes alıp verdiğinden kendini boğulacakmış gibi hisseder.

 

Paylaş:

⚠️ Yasal Uyarı

“Bu internet sitesinin içerikleri, siteye giriş yapan hastaların ve ziyaretçilerin güncel bilgilere ulaşabilmesi adına hazırlanmıştır. Sitedeki bilgilerin, sağlık alanında tanı, tedavi ya da ilaç reçetesi gibi bir özelliği bulunmamaktadır. İnternet sitemiz, sağlıkla ilgili bütün konuların ancak, doktor muayenesi ile teşhis ve tedavi edilebileceğini savunmaktadır. Sitede yer alan bütün bilgiler doktor muayenesine teşvik amacıyla hazırlanmaktadır. Doğru bilgiyi her zaman doktorlardan alabilirsiniz. Sitede yer alan bilgilerin yanlış anlaşılmasına bağlı olarak ortaya çıkabilecek mağduriyetlerden internet sitemiz sorumlu değildir. Site içerisindeki bilgilerin kopyalanarak, başka internet sitelerinde kullanılması kesinlikle yasaktır. İnternet sitemizdeki bilgiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerince, internet sitesinin sahibinin iznine bağlı olarak kullanılabilmektedir. Siteye giriş yapan tüm ziyaretçiler, yukarıda yer alan yasal uyarıyı bütünüyle ve şartsız olarak kabul etmiş sayılır.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ücretsiz Danışmanlık Alın

İçindekiler

Avicenna MAG

İlgili İçerikler

Hemofobi (Kan Korkusu) Nedir?

Hemofobi (Kan Korkusu) Nedir?

Hemofobi halk arasındaki adıyla kan korkusu, yaralanma, kan görme veya iğne gibi durumlardan panik olma ve korkma durumudur. Kan korkusu olan kişiler, sadece kandan değil,

Sosyal Anksiyete(Sosyal Fobi) Nedir?

Sosyal Anksiyete(Sosyal Fobi) Nedir?

Sosyal anksiyete diğer adıyla sosyal fobi, kişinin başka insanlarla iletişime geçtiğinde hissettiği korku ve endişedir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler, biriyle tanışmaktan, flört etmekten, hatta

Niktofobi (Karanlık Korkusu) Nedir?

Niktofobi (Karanlık Korkusu) Nedir?

Niktofobi halk arasındaki adıyla karanlık korkusu, dünya genelinde yaygın olan fobilerden biridir. Niktofobi, kişinin karanlıktan aşırı bir şekilde korkmasına neden olan bir fobi türüdür. Karanlık

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir?

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir?

Klostrofobi halk arasındaki adıyla kapalı alan korkusu, kişilerin kapalı alanlara karşı olan korku ve kaygısıdır. Kapalı alan korkusu olan kişiler, asansör, tünel, metro gibi kapalı

🇹🇷 المستشفى الأكثر ترجيحاً في تركيا لمتحدثي اللغة العربية في عام ٢٠٢٣