Avicenna Hastanesi olarak kaleme aldığımız bu yazıda “Parkinson Hastaları Nasıl Beslenmelidir?” hakkında merak ettiğiniz tüm detaylara ulaşabilirsiniz.
Parkinson Nedir?
65 yaş üzeri bireylerin yaklaşık %2’sini etkileyen bir hastalıktır. Parkinson hastalarında bir nörotransmitter olan dopaminin, kan beyin bariyerini geçerek bazal gangliaya ulaşması azalmaktadır. Dopamin üreten ve depolayan, beyinin üst bölgesinde bulunan “substansiya nigra” hücrelerinin hasara uğraması sonucunda dopaminerjik nöronlar azalmaya başlamaktadır. Bu dopaminerjik sinir hücrelerindeki hasar %80’e ulaştığı zaman Parkinson hastalığı belirtileri kendini göstermektedir. Parkinson hastalığı belirtileri; hareketlerde yavaşlama, hareketlerde azalma, kas sertliği, titreme, duruş değişikliği, yürüme bozukluğu ve denge sorunları gibi semptomlar ile karşımıza çıkar.
Hücre kayıpları başlamadan önce yaşam şekli ile ilgili etmenlerin değiştirilmesi, hastalığın ortaya çıkış riskini azaltmaktadır. Yaşam şekli ile ilgili etmenlerin başında ise dopaminerjik nöron hasarını yavaşlatabilen ve hastalığın önlenmesini sağlayabilen beslenme konusu gelmektedir. Hastalık ortaya çıktıktan sonra, seyredilen beslenme düzeninin iyileşme sürecine katkısı bulunmaktadır.
Parkinson ve Beslenme?
Hastalarda ağırlık kaybı veya ağırlık artışının engellenebilmesi için yeterli ve dengeli beslenme planı uygulanmalıdır. Bu sebeple diyetisyen tarafından hastanın ayrıntılı beslenme öyküsünün, antropometrik ölçümlerin alınması ve biyokimyasal testlerinin kontrol edilmesi gerekmektedir. Yutma güçlüğü durumunda yapısı homojen dağılan, kıvamlı besinlerin verilmesi gerekmektedir. Bunun sonucunda yeterli enerjinin sağlanması ve malnütrisyonun engellenmesi hedeflenmektedir.
Yeterli sıvı ve posa alımı sağlanarak kabızlığın engellenmesi beslenme ile ilgili bir diğer hedeflerinden biridir. Hasta ilaç kullanıyorsa proteinlerin uygun dağılımı ile ilacın emilimi ile ilgili sorunlar önlenmektedir. Ayrıca ilaç alımı sonucunda oluşan yan etkiler; ağız kuruluğu, bulantı/kusma, iştah kaybı, halsizlik, sinirlilik gibi sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlar, hastaların besin alımını olumsuz etkilemektedir.
Parkinson hastalığının ilerlemesi beraberinde semptomlarda artış gözlemlenmektedir. Dolayısıyla semptom arttıkça ilaç dozları da artar. Bu nedenle hastanın sağlığı açısından, protein yönünden zengin besinlerin miktarı arttırılmalıdır. Bununla beraber protein içerikli besinlerin öğünler arasındaki dağılımı düzgün şekilde ayarlanmalıdır.
Parkinson hastalarında beslenme ile temel olarak yapılması gerekenler:
-Kabızlığın azalması için posa alımı arttırılmalı. (Günde 30-35g arasında posa ve ek olarak en az 1500 ml sıvı alınımı)
-Yutma güçlüğü ve sindirim sistemi sorunlarının önlenmesi için hidrasyon dengesi korunmalı.
-Ağırlık kaybını engellemek için yeterli enerji alınımı sağlanmalı.
-Omega3 tüketimine kontrollü şekilde başvurulmalı. (Omega-3 yağ asitlerinin merkezi sinir sisteminde; bilişsel sorunlar ve depresyon üzerindeki yararlı etkileri mevcuttur. Ayrıca dopamin düzeyini arttırmak, Parkinson hastalığını tedavi edici etkiler gösterebilmektedir.)
Sıkça Sorulan Sorular
Parkinson hastalığında beslenme ?
Hastalarda ağırlık kaybı veya ağırlık artışının engellenebilmesi için yeterli ve dengeli beslenme planı uygulanmalıdır. Bu sebeple diyetisyen tarafından hastanın ayrıntılı beslenme öyküsünün, antropometrik ölçümlerin alınması ve biyokimyasal testlerinin kontrol edilmesi gerekmektedir.
Parkinson hastalığı?
Beyindeki dopamin seviyesinin azalması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Parkinson öldürür mü?
Temelde beyni ilgilendiren bir rahatsızlık olduğu için, gerekli tedavi ve beslenme düzenine uyulmazsa ölümcül olabilir.