Parkinson Hastaları Nasıl Beslenmelidir?

Parkinson Hastaları Nasıl Beslenmelidir?- parkinson hastası yaşlı çift

İçindekiler

Ücretsiz Danışmanlık Alın

Parkinson, özellikle 65 yaş üstü bireyleri etkileyen yaygın bir nörodejeneratif hastalıktır. Beyinde dopamin eksikliği sonucu ortaya çıkar. Parkinson hastalığı, oksidatif stres,nörotoksinler, beslenme durumu gibi etmenler sebebi ile de ortaya çıkabilmektedir. Çiğneme sorunları, gastrik motilitenin azalması, dehidratasyon, konstipasyon, yutma güçlüğü, aşırı tükürük salgılanması gibi durumlar, parkinson hastalarında beslenme ile ilgili temel sorunları oluşturmaktadır.

Avicenna Hastanesi olarak kaleme aldığımız bu yazıda “Parkinson Hastaları Nasıl Beslenmelidir?” hakkında merak ettiğiniz tüm detaylara ulaşabilirsiniz.

Beyin Ameliyatları Hakkında Bilgi ve Fiyat Al

Parkinson Nedir?

65 yaş üzeri bireylerin yaklaşık %2’sini etkileyen bir hastalıktır. Parkinson hastalarında bir nörotransmitter olan dopaminin, kan beyin bariyerini  geçerek  bazal gangliaya ulaşması azalmaktadır. Dopamin üreten ve depolayan, beyinin üst bölgesinde bulunan “substansiya nigra” hücrelerinin hasara uğraması sonucunda dopaminerjik nöronlar azalmaya başlamaktadır. Bu dopaminerjik sinir hücrelerindeki hasar %80’e ulaştığı zaman Parkinson hastalığı belirtileri kendini göstermektedir. Parkinson hastalığı belirtileri; hareketlerde yavaşlama, hareketlerde azalma, kas  sertliği, titreme, duruş değişikliği, yürüme bozukluğu ve denge sorunları gibi semptomlar ile karşımıza çıkar.

Hücre kayıpları başlamadan önce yaşam şekli ile ilgili etmenlerin değiştirilmesi, hastalığın ortaya çıkış riskini azaltmaktadır. Yaşam şekli ile ilgili etmenlerin başında ise dopaminerjik nöron hasarını yavaşlatabilen ve hastalığın önlenmesini sağlayabilen beslenme konusu gelmektedir. Hastalık ortaya çıktıktan sonra, seyredilen beslenme düzeninin iyileşme sürecine katkısı bulunmaktadır.

Parkinson ve Beslenme?

Hastalarda ağırlık kaybı veya ağırlık artışının engellenebilmesi için yeterli ve dengeli beslenme planı uygulanmalıdır. Bu sebeple diyetisyen tarafından hastanın ayrıntılı beslenme öyküsünün, antropometrik ölçümlerin alınması ve biyokimyasal testlerinin kontrol edilmesi gerekmektedir. Yutma güçlüğü durumunda yapısı homojen dağılan, kıvamlı besinlerin verilmesi gerekmektedir. Bunun sonucunda yeterli enerjinin sağlanması ve malnütrisyonun engellenmesi hedeflenmektedir.

Yeterli sıvı ve posa alımı sağlanarak kabızlığın engellenmesi beslenme ile ilgili bir diğer hedeflerinden biridir.  Hasta ilaç kullanıyorsa proteinlerin uygun dağılımı ile ilacın emilimi ile ilgili sorunlar önlenmektedir. Ayrıca ilaç alımı sonucunda oluşan yan etkiler; ağız kuruluğu, bulantı/kusma, iştah kaybı, halsizlik, sinirlilik gibi sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlar, hastaların besin alımını olumsuz etkilemektedir.

Parkinson hastalığının ilerlemesi beraberinde semptomlarda artış gözlemlenmektedir. Dolayısıyla semptom arttıkça ilaç dozları da artar. Bu nedenle hastanın sağlığı açısından, protein yönünden zengin besinlerin miktarı arttırılmalıdır. Bununla beraber protein içerikli besinlerin öğünler arasındaki dağılımı düzgün şekilde ayarlanmalıdır.

Parkinson hastalarında beslenme ile temel olarak yapılması gerekenler:

-Kabızlığın azalması için posa alımı arttırılmalı. (Günde 30-35g arasında posa ve ek olarak en az 1500 ml sıvı alınımı)

-Yutma güçlüğü ve sindirim sistemi sorunlarının önlenmesi için hidrasyon dengesi korunmalı.

-Ağırlık kaybını engellemek için yeterli enerji alınımı sağlanmalı.

-Omega3 tüketimine kontrollü şekilde başvurulmalı. (Omega-3 yağ asitlerinin merkezi sinir sisteminde; bilişsel sorunlar ve depresyon üzerindeki yararlı etkileri mevcuttur. Ayrıca dopamin düzeyini arttırmak, Parkinson hastalığını tedavi edici etkiler gösterebilmektedir.)

 

Sıkça Sorulan Sorular

Parkinson hastalığında beslenme ?

Hastalarda ağırlık kaybı veya ağırlık artışının engellenebilmesi için yeterli ve dengeli beslenme planı uygulanmalıdır. Bu sebeple diyetisyen tarafından hastanın ayrıntılı beslenme öyküsünün, antropometrik ölçümlerin alınması ve biyokimyasal testlerinin kontrol edilmesi gerekmektedir.

Parkinson hastalığı?

Beyindeki dopamin seviyesinin azalması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.

Parkinson öldürür mü?

Temelde beyni ilgilendiren bir rahatsızlık olduğu için, gerekli tedavi ve beslenme düzenine uyulmazsa ölümcül olabilir.

 

Paylaş:

⚠️ Yasal Uyarı

“Bu internet sitesinin içerikleri, siteye giriş yapan hastaların ve ziyaretçilerin güncel bilgilere ulaşabilmesi adına hazırlanmıştır. Sitedeki bilgilerin, sağlık alanında tanı, tedavi ya da ilaç reçetesi gibi bir özelliği bulunmamaktadır. İnternet sitemiz, sağlıkla ilgili bütün konuların ancak, doktor muayenesi ile teşhis ve tedavi edilebileceğini savunmaktadır. Sitede yer alan bütün bilgiler doktor muayenesine teşvik amacıyla hazırlanmaktadır. Doğru bilgiyi her zaman doktorlardan alabilirsiniz. Sitede yer alan bilgilerin yanlış anlaşılmasına bağlı olarak ortaya çıkabilecek mağduriyetlerden internet sitemiz sorumlu değildir. Site içerisindeki bilgilerin kopyalanarak, başka internet sitelerinde kullanılması kesinlikle yasaktır. İnternet sitemizdeki bilgiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerince, internet sitesinin sahibinin iznine bağlı olarak kullanılabilmektedir. Siteye giriş yapan tüm ziyaretçiler, yukarıda yer alan yasal uyarıyı bütünüyle ve şartsız olarak kabul etmiş sayılır.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ücretsiz Danışmanlık Alın

İçindekiler

Avicenna MAG

İlgili İçerikler

Hemofobi (Kan Korkusu) Nedir?

Hemofobi (Kan Korkusu) Nedir?

Hemofobi halk arasındaki adıyla kan korkusu, yaralanma, kan görme veya iğne gibi durumlardan panik olma ve korkma durumudur. Kan korkusu olan kişiler, sadece kandan değil,

Sosyal Anksiyete(Sosyal Fobi) Nedir?

Sosyal Anksiyete(Sosyal Fobi) Nedir?

Sosyal anksiyete diğer adıyla sosyal fobi, kişinin başka insanlarla iletişime geçtiğinde hissettiği korku ve endişedir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler, biriyle tanışmaktan, flört etmekten, hatta

Niktofobi (Karanlık Korkusu) Nedir?

Niktofobi (Karanlık Korkusu) Nedir?

Niktofobi halk arasındaki adıyla karanlık korkusu, dünya genelinde yaygın olan fobilerden biridir. Niktofobi, kişinin karanlıktan aşırı bir şekilde korkmasına neden olan bir fobi türüdür. Karanlık

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir?

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir?

Klostrofobi halk arasındaki adıyla kapalı alan korkusu, kişilerin kapalı alanlara karşı olan korku ve kaygısıdır. Kapalı alan korkusu olan kişiler, asansör, tünel, metro gibi kapalı

🇹🇷 المستشفى الأكثر ترجيحاً في تركيا لمتحدثي اللغة العربية في عام ٢٠٢٣