Psikiyatrik İlaç Türleri

Psikiyatrik İlaç Türleri

İçindekiler

Ücretsiz Danışmanlık Alın

Psikiyatrik tedavi sürecinde ilaç tedavisinin doğru uygulanması bir hayli önemlidir. Her psikolojik rahatsızlık, sinir sisteminde, beyinde veya hormonal dengede farklı bir dalgalanma sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle farklı rahatsızlıklar için uygulanan psikiyatrik ilaç türleri ve tedavi süreçleri de değişiklik göstermektedir.

İlaç tedavisine başlamadan önce psikiyatrist hasta için doğru tanıyı koymayı hedeflemektedir. Doğru tanı ile birlikte uygulanması gereken psikiyatrik ilaç türü de bu sayede belirlenebilmektedir. Rahatsızlıklara göre kullanılan ilaçların, insan üzerinde farklı etkiler bırakarak her bireyi sağlıklı bir psikolojiye yaklaştırdığı görülebilmektedir.

Antidepresanlar

En sık karşılaşılan psikiyatrik rahatsızlıkların başında depresyon, bunalım, anksiyete gibi rahatsızlıklar yer almaktadır. Antidepresanlar, bu tip rahatsızlıklarda faydalanılan başlıca ilaçlardır. Bağımlılık yapmayan bu ilaç türünün farklı çeşitleri bulunmaktadır:

Trisiklik antidepresan (Laroxyl, Tofranil, Anafranil)

Diğer antidepresanlara göre yan etki görülme olasılığı çok daha yüksek olan ilaçlardır. Yaşlı bireylerde kullanımı genellikle önerilmemektedir. Ruhsal çökkünlük, kaygı bozukluğu, takıntı rahatsızlığı (OKB) gibi rahatsızlıklarda 1950’li yıllardan beri tercih edilen ilaçlardır. Bu ilacın olası yan etkilerini şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Terleme
  • Baş dönmesi ve sersemlik
  • Kalpte ritim bozuklukları (tekleme veya aşırı hızlanma)
  • Uyuşukluk
  • Ağız kuruluğu
  • Bellek bozuklukları, kafa karışıklıkları
  • Göz bozuklukları (glokom)
  • Tansiyon bozuklukları
  • İdrar tutukluğu

İlaçların alımı durdurulduktan sonra yan etkilerden kurtulmak mümkündür, kalıcı hasara yol açmazlar.

Serotonin Gerialım Engelleyici SSRI (Cipram, Lustral, Seroxat, Cipralex, Faverin, Prozac, Deprex)

En sık tercih ve reçete edilen antidepresanlardır. Depresyon, okb ve kaygı bozukluklarının yanı sıra yeme bozuklukları, dürtü denetim bozuklukları, patolojik yas reaksiyonları gibi rahatsızlıklarda da kullanılmaktadır. Trisiklik antidepresanlara göre daha az yan etki göstermeleri nedeniyle çok daha güvenilirlerdir. Hemen her yaştan hasta için bu psikiyatrik ilaç türü reçete edilmektedir. Bu gruba dahil edilen maddeler sertralin, sitalopram, fluoksetin, paroksetin, fluvoksamin, essitalopramdır.

Her ne kadar güvenli olsalar da bu ilaçların da yan etkileri olduğu görülebilmektedir. Olası yan etkiler şu şekildedir:

  • Huzursuzluk
  • Baş dönmesi
  • Mide bulantısı ve yanması
  • İştahta azalma
  • Dikkat eksikliği
  • Canlı (vivid) rüyalarda artış
  • Uyuşukluk veya hiperaktiflik
  • Uzun vadede isteksizlik ve hissizlik

Özellikle baş dönmesi ve mide bulantısı tedavinin ilk iki haftasında yoğun olarak görülse de alışma süreci sonrasında bu semptomların kaybolduğu görülebilmektedir.

Diğer Antidepresan İlaçlar (Efexor, Desyrel, Aurorix, Remeron, Tolvon)

İki gruba da girmeyen bazı antidepresan ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçların yan etkileri de diğerleri ile benzerlik göstermektedir. Antidepresan ailesinde sık kullanılmayan ilaçlardır.

Antipsikotikler

Şizofreni gibi insan yaşantısını bir hayli zorlaştıran psikotik rahatsızlıklarda kullanılmaktadır. Antipsikotikler günümüzde uçlu duygulanım bozuklukları, saplantı hastalıkları ve inatçı depresyon ve kaygı bozuklukları için de kullanılabilmektedir.

Bağımlılık yapmayan ilaçlardır, Yaşlılar için dahi kullanıma uyumlu olmaları bu ilaçların sık tercih edilmesini sağlamaktadır. Klasik ve atipik antipsikotikler olmak üzere 2 farklı grupta incelenmektedir.

Klasik antipsikotikler bipolar bozukluklarında daha sık kullanılırken atipik antipsikotiklerin şizofreni tedavilerinde daha sık tercih edildiği görülmektedir. Atipik antipsikotiklerin; olanzapin (Elynza, Zyprexa, Rexapin, Olfrex), aripiprazol (Abilify, Abizol), Ketiapin (Ketilept, Serequel, Cedrina) amisülprid (Solian) gibi türleri bulunmaktadır. Özellikle ketiapin olanlar uyku ilacı gibi düşünülse de bipolar hastaların depresif dönemlerini dengelemede önemli role sahiplerdir.

Benzodiazepinler

Nöbetlerde, anksiyete ataklarına ve insomnia-hipersomnia gibi uyku problemlerin tedavisinde benzodiazepinler kullanılmaktadır. Benzodiazepinler, GABA-A reseptörüne etkide bulunarak nörotransmitter olarak geçen gama-aminobütirik asidin (GABA) çok daha etkili olmasını sağlarlar. Bu sayede yatıştırıcı, hipnotik, anksiyolitik ve kas gevşetici etki yaratmaları mümkün olur.

Kısa, orta ve uzun olmak üzere 3 kategoride incelenen benzodiazepinler, kısa ve orta düzeyde insomnia için, uzun etkili kullanımda ise anksiyete için tercih edilmektedir.

Benzodiazepinler, bağımlılık riski yaratan ilaçlar oldukları için çoğunlukla doktor gözetiminde ve reçeteli olarak kullanılmaktadır.

İlaçsız Psikolojik Tedavi Mümkün Mü?

Psikolojik tedavi sırasında hastalar ilaç kullanımına karşı çekimser yaklaşabilmektedir. Bu nedenle pek çok kişinin aklına ilaçsız psikolojik tedavi mümkün mü sorusunun takıldığı görülmektedir.

Sinirsel sistemi etkileyen ve ekstrem duygu durum bozukluklarına yol açan rahatsızlıklar olmadığı müddetçe ilaçsız psikolojik tedavi de mümkündür. Terapi yöntemleri sayesinde depresyon, anksiyete, panik atak gibi rahatsızlıklarda günümüze kadar önemli gelişmeler kaydedildiği bilinmektedir. Avicenna Ataşehir Hastanesi de ilaçsız psikolojik tedavi için Psikoloji bölümünde hizmetler sunmaktadır.

İlaçsız psikolojik tedavi hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için tıklayınız.

Sık Sorulan Sorular

Psikiyatrik ilaçlar ne kadar süre ile kullanılmalı?

Psikolojik hastalıkların iyileşmesine psikiyatrik ilaçların dengeli kullanımı bir hayli önemlidir. Doktorun belirlediği süre boyunca ve düzenli olarak ilacı kullanmak, tedavinin olumlu ilerlemesini sağlayacaktır. İlaçların kullanım süreleri hastalığın boyutuna ve doktor kontrolüne göre değişkenlik göstermektedir. Önemli olan doktor onayında tedavi sürecini sürdürmektir.

Yüksek doz antidepresan alırsam ne olur?

Antidepresanların yüksek dozda kullanımı akut zehirlenmeye yol açabileceği için son derece tehlikelidir. Alınması gerekenden yüksek bir dozda ilaç alındıysa en yakın sağlık kuruluşuna gitmek hayati önem taşımaktadır. Bir başkasının yüksek doz aldığından emin olunması hâlinde ise yine aynı şekilde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak, kişiyi kusmaya teşvik etmek ve bilincini açık tutmak gerekmektedir.

Gebelik sırasında antidepresan kullanılır mı?

Gebelik sürecinde antidepresan ilaç kullanımı tamamıyla doktor gözetiminde olmalıdır. Doktorun uygun görmesi hâlinde ilaç kullanımına başlanabilir. İlaç kullanımına başladıktan sonra gebelik ihtimalinin ortaya çıkması durumunda ise ilaç kullanımı durdurularak doktora danışılmalıdır. Bebeğin gelişimi için ilaç alımının kısıtlı tutulması gereği, doktor onayına ihtiyaç duyulmasının temel nedenidir.

Paylaş:

⚠️ Yasal Uyarı

“Bu internet sitesinin içerikleri, siteye giriş yapan hastaların ve ziyaretçilerin güncel bilgilere ulaşabilmesi adına hazırlanmıştır. Sitedeki bilgilerin, sağlık alanında tanı, tedavi ya da ilaç reçetesi gibi bir özelliği bulunmamaktadır. İnternet sitemiz, sağlıkla ilgili bütün konuların ancak, doktor muayenesi ile teşhis ve tedavi edilebileceğini savunmaktadır. Sitede yer alan bütün bilgiler doktor muayenesine teşvik amacıyla hazırlanmaktadır. Doğru bilgiyi her zaman doktorlardan alabilirsiniz. Sitede yer alan bilgilerin yanlış anlaşılmasına bağlı olarak ortaya çıkabilecek mağduriyetlerden internet sitemiz sorumlu değildir. Site içerisindeki bilgilerin kopyalanarak, başka internet sitelerinde kullanılması kesinlikle yasaktır. İnternet sitemizdeki bilgiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerince, internet sitesinin sahibinin iznine bağlı olarak kullanılabilmektedir. Siteye giriş yapan tüm ziyaretçiler, yukarıda yer alan yasal uyarıyı bütünüyle ve şartsız olarak kabul etmiş sayılır.

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Ücretsiz Danışmanlık Alın

İçindekiler

Avicenna MAG

İlgili İçerikler

Atrofi

Atrofi Nedir? Atrofi Nedenleri ve Tedavisi

Atrofi, bir organın, dokunun veya kasın boyutunda azalma ve fonksiyonunda gerileme anlamına gelmektedir. Genellikle hücrelerin küçülmesi veya sayısının azalması sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Nedenleri

Kalsifik Tendinit

Kalsifik Tendinit Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Kalsifik Tendinit, tendonlarda kalsiyum birikiminin meydana geldiği bir durumdur. Genellikle omuz, diz, kalça gibi eklem bölgelerinde görülen bu rahatsızlık, tendonda iltihaplanma ve ağrıya yol açmaktadır.

🇹🇷 المستشفى الأكثر ترجيحاً في تركيا لمتحدثي اللغة العربية في عام ٢٠٢٣