Hamilelik Döneminde Yaşanan Korkular Nelerdir?

hamilelik döneminde yaşanan korkular nedeniyle gergin olan kadın

İçindekiler

Ücretsiz Danışmanlık Alın

Hamilelik döneminde yaşanan korkular, anne adaylarında stres ve endişeye neden olan ciddi kaygı bozuklukları yaşatmaktadır. Anne adayları arasında görülen yaygın korkulara ve etkilerine makalemizden ulaşabilirsiniz.

[trobsbanner]

Hamilelik Döneminde Yaşanan Korkular

Hamilelik döneminde birçok kadın doğum ve bebeğiyle ilgili fazlaca endişelenir. bebeğe gerçekten zarar verebilecek korkuların yanı sıra bazen gereksiz korkularda endişeye neden olabilmektedir. Endişe eğiliminde olan annelerin en çok etkilendiklerin konulardan biri de korkularını internette araştırmaktan kaynaklanmaktadır. Hissettikleri belirtileri internet üzerinden araştırarak daha fazla endişe duymalarına sebep olacak sonuçlarla karşılaşıp, hasta olmadan hastalık semptomlarına kapılabilirler.

Bu hassas dönemde daha rahat yapıya sahip anne adayları bile endişe ve kaygı bozuklukları yaşayabilirler. Rutin kontrollerde garip bir semptom görmeleri veya bebeğin kalp atışlarını duyana kadar oldukça stresli anlar yaşayabilirler. Değişen hormonların da büyük etkisi olan bu dönemde ciddi riskler olmadıkça akla gelen sorunlara takılmamak önemlidir. Çünkü, strese kapılmak hem anne hem de bebeğin sağlığını etkileyen önemli sorunlara neden olabilir. Riskli gebelikler söz konusu olmadıkça hamilelik dönemi rahat ve mutlu geçirilebilecek doğal bir dönemdir. Hamilelik sırasında karşılaşabileceğiniz korkular ve çözümlerini aşağıda inceleyebilirsiniz.

Gebelik Döneminde Yaşanan Korkular Arasında;

1. Doğum Kusurları Korkusu

Anne adaylarının en büyük korkularından biri de çocuğun doğum kusurları ile dünyaya gelmesidir. Sağlıklı olması için dua edilen bebeklerin anne karnında ortaya çıkabilen kusurlar nedeniyle doğması korkusu anne adaylarında büyük stres oluşturan durumlardan biridir. Down sendromu ve spina bifida hastalıklarıyla doğan çocukların sayısının artmasıyla birlikte, iyimser bakış açılarının yerini endişe almaktadır. Çocuklarda çarpık ayak, perdeli ayak gibi sonradan tedavi edilebilir doğum kusurları da görülmektedir. Cerrahi yöntemlerle halledilebilen sorunların yanı sıra ömür boyu devam eden engellerle doğan bebekler de dünyaya gelmektedir. Ancak yüksek riskli grupta olmadığınız sürece doğuştan kusurlu bebeğiniz olma ihtimali oldukça düşüktür.

Doğum kusurları önleme: Doğum kusurlu bir bebeğiniz olmasından korkuyorsanız, genetik faktörlerin dışında hayat tarzında değişiklik yaparak önlemler alabilirsiniz. Hamilelik döneminde sigara, alkol, yasaklı madde kullanımını bırakmalısınız. Bu maddeleri kullanımı düşük yapma riskini arttırır ve doğum kusurlarına davetiye çıkartır.

  • Hamilelik öncesi yapılması gereken testleri uygulayarak, kromozom incelemeleri yaptırılabilir. Bu sayede genetik taşıyıcılık veya bulaşıcı hastalıkların varlığı tespit edilebilmektedir.
  • Spina bifida gibi kusurların riskini azaltmak için doktorunuza danışarak reçete edilen miktarda folik asit kullanabilirsiniz.
  • Fazla kilolarınızdan kurtularak, obezitenin neden olduğu sorunların önüne geçebilirsiniz.
  • Az pişmiş et yemeye ara verin.
  • Kan şekeri seviyelerinizi ölçtürün ve hamilelik öncesinde diyabet sorununuz olup olmadığından emin olun.

2. Düşük Korkusu

Düşük yapma riski, belirli yaşın üstündeki hamilelikler için korku sebebi olabilmektedir. Her yaşta hamile kalan kadınlarda düşük yapma korkusu bulunabilir ancak bu oran yaş küçüldükçe düşmektedir. 35 yaşına kadar hamile kalan kadınlarda düşük yapma oranı %10 – 12 oranında olurken, 35 ve 40 yaş aralığında hamile kalan kadınlarda bu oran % 18- 20 arasında olmaktadır. Yaşınız 40 üzerinde ve hamilelik yaşıyorsanız düşük yapma riski % 35 seviyelerine çıkmaktadır. İleri yaşlarda bebeğin tutunma dönemlerinde düşük riski nedeniyle bebek erkenden kaybedilebilir. Bazen kadınlar hamile kaldığını bile fark etmeden düşük yaşanabiliyor. Bu nedenle hamilelik döneminde yaşanan korkular arasında düşük risk yerine almış oluyor. Kadınlarda doğurganlık yaşı dönemleri olduğu için ideal yaş aralığının altında veya üstünde olunması nedeniyle riskli gebeliklere dahil olabilirsiniz.

Düşük Riskini Önleme: Düşüklerin birçoğu kromozomal anormallikler kaynaklı olduğu için önlenemediğini bilmenizde fayda var. Ancak riskli doğumlarda hayat tarzında değişiklikler ve daha dikkatli davranışlarla düşükler önlenebilir. Doktorunuzun uyarılarını dikkate alarak;

  • günlük kahve tüketimini sınırlandırmak
  • cinsel hastalıkların tespiti ve tedavisini sağlamak
  • enfeksiyonları önlemek
  • ağır kaldırmamaya özen göstermek
  • ağır egzersizler yapmamak

düşük riskini önleyebilmek adına yapabilecekleriniz arasında bulunmaktadır. Bunları yapmak bebeğin düşmeyeceğinin garantisini veremez ancak, doktor tavsiyelerine uymama düşük riskini artırabilir.

3. Prematüre Doğum Yapmak ( Erken Doğum)

Annelerin en büyük korkularından biri de  erken dünyaya gelen prematüre bebeklerdir. Tam dönem sayılan 37 haftalık doğumdan önce doğan bebeklerde sağlık riski bulunmaktadır. Erken doğumla dünyaya gelen bebekler savunmasız olduğu için sağlık sorunları yaşayabilirler. Sarılık, solunum problemleri gibi sorunlar ciddi risk faktörleri arasında yer almaktadır. Rahim ve rahim ağzındaki anormallikler bazen erken doğumu meydana getirebilir ve bebeklerin doğduktan sonra kuvözde kalmasına neden olabilir.

Prematüre Doğum Önleme: Bebeklerde erken doğumun nedenleri arasında diyabet, obezite ve yüksek tansiyon neden olabilir. Fazla kilonun yol açabileceği bu faktörler nedeniyle bebeğiniz planlanandan önce dünyaya gelebilir. Bu nedenle hamilelik öncesinde sağlıklı beslenme sağlayarak fazla kiloların azaltılması ve diğer değerlerin normal seviyelerde olması sağlanmalıdır. Sigara ve alkol gibi alışkanlıkları kullanmayı bırakmak da erken doğumu önlemek açısından önemlidir. Doğum öncesi doktorla görüşerek enfeksiyon dahil olmak üzere tüm sağlık kontrolünden geçebilir, hastalıklara karşı eksik aşılarınızı yatırabilirsiniz. Hamilelik öncesi planlama yaparak, erken doğum ve düşük gibi risklerden korkmadan sağlıklı ve huzurlu bir hamilelik geçirme oranınızı arttırmanızda fayda bulunuyor.

4. Hastaneye Zamanında Ulaşamama Korkusu

Doğumunu hastanede planlayan kadınların, hastaneye zamanında varmakla ilgili korkuları oluşmaktadır. Birçok anne doğum sancıları başladığında hastaneye ulaşmaya çalışırken arabada doğum yapmaktadır. Yanında sağlık uzmanları olmadan doğum yapacak olmanın verdiği korkuyla beraber stres tetiklenebilir. Rahim ağzının açılması ve suyun gelmesiyle anlaşılabilen doğumun başlangıcı için hızlı davranmakta fayda vardır. Diğer doğum belirtileri takip edilerek, sancıların takibi sağlanarak hastaneye gidebilmek önemlidir.

Hastaneye Ulaşamama Korkusunu Önleme: Bahsettiğimiz gibi rahim ağzının açıklığı, suyun gelmesi ve sancılarla beraber doğum zamanının yaklaştığı veya başladığı anlaşılabilir. Anneler bu uyaranları takip ederek zamanında hastaneye ulaşabilir ve doktorlar eşliğinde doğuma hazırlanabilir. Acil durumlar için erkenden hastane çantanızı hazırlamayı ve içerisinde bebek ve anne için gerekli olan eşyaları koymayı unutmamalısınız.

5. Ağır Kaldırma

Hamilelik döneminde annelerin en korktuğu durumlardan biri de gün içerisinde uzun süre ayakta kalmanın ve ağır kaldırmanın yaratacağı sorunlardır. gebelik döneminde yaşanan korkular arasında olan ağır kaldırma sorunu nedeniyle anneler günlük hayatta yaptıkları birçok işi eş veya arkadaşlarından rica ederek yapmak durumunda kalabilir. bazen aniden eğilmek bile annede sancıya neden olabileceği için her türlü ani hareket ve ağır işten uzak durulması gerekmektedir.

Korkuyu Önleme: Eğer riskli grupta yer alıyorsanız, ani hareketlerden ve uzun süre ayakta durmaktan kaçınmalısınız. Her ikisini yapmak zorunda olduğunuz durumlarda sıklıkla koruma ve her fırsatta dinlenmeyi ihmal etmemelisiniz. Kendinize dinlenecek vakit ayırarak, erken doğum ve düşük riskinin önüne geçmeye çalışmanız önemlidir.

6. Emzirme Hakkında Tedirginlik

Yeni annelerin, doğum sonrasında bebeklerini yeterince beslemekle ilgili şüpheleri oluşabilir. Emzirmenin nasıl yapıldığı, bebeğin kucakta nasıl tutuluğu ve sütün yetip yetmediği gibi sorular yeni annelerin daha önce karşılaşmadıkları sorunlar olduğu için çözülmez gibi gelebilir. Ancak anne ve bebeğin arasında ilk andan itibaren bir bağ olduğunu ve bebeğin ihtiyaçlarını annenin içgüdüsel olarak hissedebileceğin unutmamalısınız. Annelik içgüdüsü denilen bu durum bebeğin iyiliği için neyin yapılması gerektiğini hissetmenize yarayacak ve sizi yönlendirecektir.

Emzirme Korkusunu Önleme: Emzirmeyle ilgili korkularınız varsa, doğum öncesinde emzirme danışmanı tutabilirsiniz. Emzirme danışmanı size emzirmeyle alakalı tavsiyeler verip bebeğin tutulma şeklinden , doyduğunu nasıl anlayacağınıza kadar birçok konuda doğru yönlendirmeler yapabilir. Annelerin en büyük korkularından olan bebeğin yeterince süt almaması korkusu da stres yaratabilir.

Anne sütünü etkileyen durumların başında gelen stres ve üzüntü hayatınızdan çıkarmak, sütünün çoğalmasını ve bebeğinizi daha iyi beslemenizi sağlayabilir. Sadece anne sütüyle beslenen yeni doğanlarda besin açısından zengin sütün verilmesiyle ilk altı aylık dönemdeki gelişim ve bağışıklığın güçlü olması sağlanmalıdır. Emzirmeyi gösterecek uzmanlardan veya çocuk sahibi olan kadınlardan yardım alarak bebeğinizi beslemekle ilgili korkularınızı  aşabilirsiniz.

7. Hamilelik Kilosunu Verememe Korkusu

Doğum öncesinde yaşanan korkulardan biride hamilelik sonrası kiloların nasıl verileceği yönündedir. Hamile kalmadan önce çok kilolu olan kişilerde bu korku daha çok görülmektedir. Hamilelikte eklenen kilolar, normal kilonun üstüne çıkmanızı ve sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

Korkuyu Önleme: Hamilelik öncesinde ideal kilonuzda olmanız, hamilelikte alacağınız kiloların fazla endişe yaratmasına engel olabilir. Ancak kiloluyken haile kalmanızla beraber ekstra kilo artışı psikolojinizi kötü etkileyebilir. Sizin yediklerinizle beslenen ve zenginleşen anne sütü doğrudan bebeğe geçmektedir. Bu nedenle bebeğinizi beslerken yediklerinize dikkat etmek ve besin değeri yüksek süte sahip olmak önemlidir.

Hamilelik sonrası beslenme önerisi için beslenme ve diyetetik uzmanına başvurarak hem daha az kalorili hem de sağlıklı beslenmeye geçebilirsiniz. Doğum sonrasında vücudunuzda biriken ödemin ve suyun gelmesiyle beraber 5 kilo kadar kayıp görülebilir. Bu kilo kaybını hareketlilik ve sağlıklı beslenme ile desteklerseniz aldığınız kiloları hızlı ve sağlıklı bir şekilde geri verebilirsiniz. Özellikle bebeğin emzirildiği ilk 6 ay içerisinde emzirmeyle beraber daha fazla kilo verildiği anneler tarafından gözlemlenen durumlardan biridir.

Hamilelikte Endişelenmeniz Gereken Konular

Gebelik döneminde yaşanan gereksiz korkular hakkında yukarıda detaylara yer verdik. Annelerin en çok endişe duyduğu konuların aslında basit çözümleri olduğunu görebilirsiniz. Ancak hamilelik döneminde endişelenmeniz gereken bazı konular bulunmaktadır. Bunlar arasında;

  • Enfeksiyon kapmak: Enfeksiyonlar hamilelik döneminde oldukça risklidir. Özellikle idrar yolu enfeksiyonları hamileyken yaşanan böbrek ağrıları ve böbrek enfeksiyonuna neden olabilir. Erken doğuma neden olan bu durum aynı zamanda ateşlenme ve iltihaplanma gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Böbrek ağrısı veya idrar yaparken yanma gibi sorunlar fark ederseniz, vakit kaybetmeden bir doktora  görünmenizde fayda bulunuyor. Hamilelik döneminde her ilacı kullanamayacağını unutmayın ve doktor reçetesi olmadan herhangi bir ilaç almayınız.
  • Çok fazla kilo almak: Hamilelik döneminde yenen her yiyeceğin bebeğe iyi geldiği veya bebeğin canının istediği düşüncesi oluşabilir. Ancak gereğinden fazla kilo almak hem bebeğe hem de annenin sağlığına zararları ile birlikte geri dönecektir. Diyabet, yüksek tansiyon gibi sorunlara yol açabilen fazla kilo erken doğum yani prematüre bebek sahibi olmanıza neden olabilir. çocuğunuzun hayatını tehlikeye sokabilecek fazla kilolar, hem sizin hem de bebeğinizin hayatını riske sokmaktadır.
  • Yeterince egzersiz yapmamak: Hamilelik döneminde doktorunuza danışarak egzersizleri günlük rutininize eklemeniz önerilir. Riskli bir gebelik yaşamıyorsanız, günün en az 30 dakikasını spor veya yürüyüşe ayırmanız önerilir. Kademeli olarak spor yapmayı arttırarak, fiziksel aktivitelere zaman ayırınız.
  • Kimyasal ürünlere maruz kalmak: hijyene çok dikkat edildiği gebelik döneminde, olabildiğince doğal ürünler tercih edilmelidir. Böcek ilaçları, ev temizleme ürünleri, oda spreyleri gibi kimyasal içerek ürünleri hayatınızdan çıkartarak yerine doğal alternatifleri dahil etmelisiniz.
  • Gestasyonel diyabet gelişmesi: Diyabet gelişimi gebe kadınların yüzde % 6 ila 8 ‘inde gelişmektedir. Yüksek kan şekeri seviyeleri, genellikle ilgili meydana gelebilecek risklerin artmasına neden olmaktadır. Bebeğin normalden daha büyük doğmasına neden olabilecek yüksek şeker seviyeleri, doğumla ilgili zorluklara neden olabilir. Kan şekerinizin yükseldiği tespit edilirse, düzenli egzersize, doktorunuzun önerilerine ve şeker alımınıza dikkat etmelisiniz.

Bahsettiğimiz maddeler hamilelik döneminde endişelenmesi gereken konular arasında yer almaktadır. Erken doğum, kusurlu doğum ve düşük gibi sorunlara yol açabilen sorunlarla karşılaşmanız durumunda vakit kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmanız önerilmektedir.

 

SONUÇ

Hamilelik dönemi anneler için sevinçli, kutsal bir dönem olduğu kadar, endişelenmeye neden olan durumlar annelerin kafalarında soru işaretlerine sebep olabiliyor. Anne olmanın sorumluluğu ve çevrenin iyi anne olmakla alakalı baskıları nedeniyle, bebeği emzirme ve doğum sorunları yaşanması kadınlar üzerinde ekstra baskı oluşturmaktadır. Annelerin gebelik döneminde yaşanan korkuları, hamilelik dönemi ve doğum sonrası dönemin zorluklarla geçmesine neden olabilmektedir. Bilinmeyen yeni bir hayata geçiş yapacak olan annelerin bu dönemde çevrelerinden ve kadın doğum uzmanlarından yardım alması önemlidir. Hamilelik döneminde yaşanan korkular nedeniyle stres altındaysanız, Avicenna Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanlarımızdan randevu alıp, birebir görüşme sağlayabilirsiniz.

 

Sıkça Sorulan Sorular

Doğum sonrası emzirme için nasıl yardım alabilirim?

İlk defa çocuk sahibi olacak kişilerde emzirme ve anne sütüyle alakalı soruların olması oldukça normaldir. Zamanla tecrübe edilerek öğrenilecek birçok bilgi olduğu gibi, emzirme danışmanlarıyla doğum sonrası için hazırlık yapabilirsiniz. Bu dönemde herkesin farklı bir fikri olabilir ancak en doğru bilgili emzirme uzmanlarından alarak, bilgi kirliliğinin önüne geçebilirsiniz.

Doğum kusurları neden olur?

Doğum kusurları çoğu zaman genetik faktörler nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Genetik kusurların yanı sıra annenin hamilelik döneminde; sigara, alkol ve yasaklı madde kullanımı bebeklerde doğum kusurlarına ve zihin engeline neden olabilmektedir.

Doğum korkusu nedir? Nasıl Yenilir?

Doğum korkusu (tokofobi) anne adaylarının doğumda kendisine veya bebeğine zarar geleceğini düşünmesi durumudur. Psikolojik olarak yıpratıcı olan bu durum kadın doğum uzmanlarıyla ve psikologlarla konuşarak tedavi edilebilir.

Doğum sonrası kaç kilo verilir?

Doğum sonrasında vücuttan atılan su ve bebeğin çıkarılmasıyla beraber, ilk ay içerisinde 5 kiloya yakın azalma görülebilir. Alınan kilolar bebeğin emzirildiği dönem içerisinde hızlıca verilebilir. Fazla kilolar emzirmeyle beraber azalırken, beslenme ve fiziksel aktivite desteğiyle beraber ilk yıl içerisinde alınan fazla kilolardan kurtulmuş olmanız mümkündür.

Hamilelikte çok fazla kilo almak neden olur?

Değişen hormonların etkisi ve bebeği iyi besleme düşüncesi anneleri fazla yemeye itebilir. Bu dönemde yaşanan stres durumunda yemek yiyerek mutlu olma güdüsünü geliştirebilir ve annelerde fazla kiloya neden olur. Fazla kilolular hipertansiyon ve diyabet sorunlarının gelişiminde rol oynadığı için hem anne sağlığı hem de bebeğin sağlığı için tehlike oluşturabilmektedir. Yeme sorunları yaşıyor veya yaşamaktan korkuyorsanız hamilelik döneminde beslenme uzmanları ile çalışabilirsiniz.

Hamilelikte ani korku zararları nelerdir?

Hamilelikte aniden korku yaşamak, aniden yükselen ve düşen tansiyona neden olabilir. Nadir olarak bebek düşüklerine neden olabileceği gibi travma ve aşırı üzüntü durumlarında anne karnında bebek ölümü gibi istenmeyen travmatik durumlara yol açabilir. Bu nedenle öncelikle annelerin sonra çevresinin yaşanabilecek korkutucu, ürkütücü durumlara karşı duyarlı olması önemlidir.

 

Paylaş:

⚠️ Yasal Uyarı

“Bu internet sitesinin içerikleri, siteye giriş yapan hastaların ve ziyaretçilerin güncel bilgilere ulaşabilmesi adına hazırlanmıştır. Sitedeki bilgilerin, sağlık alanında tanı, tedavi ya da ilaç reçetesi gibi bir özelliği bulunmamaktadır. İnternet sitemiz, sağlıkla ilgili bütün konuların ancak, doktor muayenesi ile teşhis ve tedavi edilebileceğini savunmaktadır. Sitede yer alan bütün bilgiler doktor muayenesine teşvik amacıyla hazırlanmaktadır. Doğru bilgiyi her zaman doktorlardan alabilirsiniz. Sitede yer alan bilgilerin yanlış anlaşılmasına bağlı olarak ortaya çıkabilecek mağduriyetlerden internet sitemiz sorumlu değildir. Site içerisindeki bilgilerin kopyalanarak, başka internet sitelerinde kullanılması kesinlikle yasaktır. İnternet sitemizdeki bilgiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerince, internet sitesinin sahibinin iznine bağlı olarak kullanılabilmektedir. Siteye giriş yapan tüm ziyaretçiler, yukarıda yer alan yasal uyarıyı bütünüyle ve şartsız olarak kabul etmiş sayılır.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ücretsiz Danışmanlık Alın

İçindekiler

Avicenna MAG

İlgili İçerikler

Sosyal Anksiyete(Sosyal Fobi) Nedir?

Sosyal Anksiyete(Sosyal Fobi) Nedir?

Sosyal anksiyete diğer adıyla sosyal fobi, kişinin başka insanlarla iletişime geçtiğinde hissettiği korku ve endişedir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler, biriyle tanışmaktan, flört etmekten, hatta

Niktofobi (Karanlık Korkusu) Nedir?

Niktofobi (Karanlık Korkusu) Nedir?

Niktofobi halk arasındaki adıyla karanlık korkusu, dünya genelinde yaygın olan fobilerden biridir. Niktofobi, kişinin karanlıktan aşırı bir şekilde korkmasına neden olan bir fobi türüdür. Karanlık

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir?

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir?

Klostrofobi halk arasındaki adıyla kapalı alan korkusu, kişilerin kapalı alanlara karşı olan korku ve kaygısıdır. Kapalı alan korkusu olan kişiler, asansör, tünel, metro gibi kapalı

Hipertimezi (Unutamama Hastalığı) Nedir?

Hipertimezi (Unutamama Hastalığı) Nedir?

Hipertimezi, yani unutamama hastalığı kişinin geçmiş olayları ve detayları son derece detaylı ve net bir şekilde hatırlamasıdır. Bu hastalığa sahip olan kişiler, yaşadıkları olayları inanılmaz

🇹🇷 المستشفى الأكثر ترجيحاً في تركيا لمتحدثي اللغة العربية في عام ٢٠٢٣